Bilmiyorum, blogu uzun zamandan beri takip eden varsa biliyordur, ikamet ettiğim muhit vesilesiyle her yaz Zeytinli Rock Fest'i yakından takip etme imkanı buluyorum. Ki bu, büyük şehirlerde konser takip etme/izleme gibi bir fırsatı bulunmayan müziksever için bulunmaz nimet. Öyle böyle değil.
Ki geçen senelerle birlikte organizasyonun çapı büyüdü ve İstanbul dışı en büyük rock festivali haline geldi. Geçen sene 100.000'e yakın kişi katıldı festivale. Şehir tıklım-tıkıştı. Yabancı grup bile gelmeye başlamıştı, düşünün. Tiamat gelmişti geçen sene, biz de bunun devamının geleceğini bekliyorduk doğal olarak. Hatta cıvıyan arkadaş arası sohbetlerde olmayacak grup isimleri bile geçiyordu, o derece artık.
Ama muhtelif sebeplerden bu yaz Zeytinli Rock Fest'in Poem tarafından Foça'ya taşınacağı öğrenildi. Detaya girmeyeyim ama, onlar kendilerine göre haklı yani. Yerel yönetim bu konuda daha akıllı davranmalıydı, neyse. Poem işi festival gidince, tabii belediye de telafi için başka bir organizasyon şirketiyle anlaşıp, Zeytinli Rock Fest'i sürdürme yoluna girdi.
Ama demin dediğim şekilde, Foça'ya giden festival hem yerel hem de yabancı gruplar anlamında çapı yükseltirken, burası hem organizasyon, hem de grup isimleri açısından geriledi. Ha, sonradan açıklanan isimler bizim beklediğimizden çok çok iyiydi, o ayrı. Oraya Lordi ve Epica gelecek, burda grup paraları ödenmeyebiliyor.
İlk olarak evvelsi gün haberle gelmeye başladı:Çadır sayısı inanılmayacak kadar az olduğu söyleniyordu, ki bugün gidip görme imkanı buldum. Geçen sene ile kıyaslayınca içler acısı bir hal vardı. 5'te 1 mi diyeyim, 10'da 1 mi diyeyim, öyle oranlarda bir düşüş vardı gelen sayısında. Tabii yine buranın delikanlı/kıro/maço/hanzo/barzoları genel toplamın büyük kısmını oluşturuyordu, o ayrı. Geri kalanı da 15-17 yaş arası ergenler, bir kısmı da çıtır avcısı orospu çocukları. Yani ufak bir azınlık haricinde yine kimsenin müzikle alakası yoktu. Bir de fultaym dışarda olanlar var. Adam festivale geliyor, çadırı kurup sökmeye giriyor sadece içeri anasını satıyım, ordaki müzikle işi yok.
Sanırım değil milyar, trilyon zararı vardır organizasyon şirketinin. Belediye de seneye bu işe girişmez herhalde. Yani festival zamanı gelmiş, hala parası ödenmeyen gruplar vardı, ne rezilliktir bu. Bugün mesela son 2 grup Redd ve Demir Demirkan'dı. İkisi de çıkmadı. Son grup aslında sondan 3. olan 4x4'tü. Ondan önceki de esasen dün çıkması gereken, ama artık ne olduysa bugün sahneye çıkabilen Makine'ydi. Ve bu yazının ana konusu onlar zaten.
İlk olarak şunu söyleyeyim, ne kadar tutar albümleri, ne kadar duyulurlar, batarlar mı çıkarlar mı bilmiyorum ama, bu adamlar gibisi Türkiye'de yok şu anda. Ben de büyük bir utanç eseri olarak bugün tanıdım onları maalesef evet ama, biliyorsunuz, geç olması, hiç olmamasından daha iyidir. Müthişler. Canlı performansları harika. Vokalistleri çok karizmatik ve sahneye yakışıyor.
Grup 5 kişiden oluşuyor. Endüstriyel metal yapıyorlar. Myspace sayfalarında filan endüstriyel rock yazıyor ama, rock olarak nitelemek için fazla sertler. Olay hakkında bilgisi az olan için, müzikleri Static-X'e benziyor diyebilirim, ve de Rammstein'a evet. Kendilerine has bir tarzları var ve başarıya ulaşmaları için de ilk şart bu zaten. Gelelim albüm bilgilerine.
Eldeki verilere göre grup, Mart 2007'de ilk albümün yapımı için prodüktör olarak Kevin Moore ile anlaştığını açıklamış. Bir kere bu bile grubun gerçekten kaliteli işlere imza atmak istediğini ve kendilerinde yetenek olduğunu gösteren bir hamle. Türkiye'de henüz albümü olmayan, çok az kişi tarafından bilinen bir grubun prodüktörlüğünü Kevin Moore yapıyor. İnanılmaz. O sürede grubun genellikle İzmir olmak üzere muhtelif yerlerde sahne aldığını görüyoruz. Ama şöyle bir sorun var, bu adı geçen tarihlerden bu yana azımsanmayacak bir zaman geçmiş durumda. Acaba çalışmalar ne durumda tam olarak?
Ekşi'de taaa 2007 Eylül'ünde yazılan bir entry'de albümün en geç 08 Şubat'ında çıkacağı yazılı. O vakitten bu yana neler oldu, öğrenmek gerek. Umarım prodüktörle ilgili bir sorun değildir, çünkü Türkiye'de her 2 gruptan birinin albümünü dünyaca ünlü müzisyen yapmıyor. Festivalin sitesinde albümün master-production aşamasının sonlarında olduğu yazıyor, umarım doğrudur da bu grubu bir an önce dinleyebiliriz adam gibi. Bir başkasında da mart 2008 diyor.
Haklarında çok şey öğrenmek mümkün değil maalesef ama, ön-bilgi olarak Ekşi sözlük'te Makine başlığında yazılanlara bakabilirsiniz. Zaten ortalıkta şarkıları da yok pek. Ben bir tane bulabildim. Myspace sayfalarında da 2 şarkı ve bir de kaydedilen şarkılardan parçaların bulunduğu bir teaser var. Yine de haklarında en iyi izlenim, canlı izlemekle oluşabilir. Bu gece benim yaptığım gibi. Şanslıyım.
Grubun 2006 Roxy müzik günleri'nde 3.lüğü ve Yüxexes özel ödülü bulunuyor.
Ülkedeki müzik grupları arasında pek rastlanmayan bir tür endüstriyel metal. Ve tabii ki insan merak ediyor, nasıl olacak diye. Eğer sahne performansları yanıltıcı değilse -ki sanmıyorum, nasıl olur- müzik piyasamız harika bir gruba sahip olacak.
Coverları ayrı güzel. Bu gece sahnede oldukları süre içinde Faithless-Insomnia, Michael Jackson-Smooth Criminal ve Rammstein-Engel coverlarını çaldılar. Hepsi çok iyiydi. Özellikle Engel çalarken arkadaşlar "playback lan bu" çekti. Vokalistte sorun yok gibiydi de, alttan gelen kadın vokal neyin nesiydi, çözemedim. Ekşi sözlük'te haklarında yazılanları okurken rastgeldiğim bir entry, cevabı verdi. O kısımları Pin-Up'tan tanıyabileceğiniz Ayşe Ertuğrul seslendirmiş ve bunu dinleyen başkaları da "playback ya bu" tepkisi vermiş. Tek şüpheye düşen biz değilmişiz demek ki.
Efenim sonuç olarak, birtakım garip olaylar vesilesiyle (Redd'i dinlemeye gitmemiz ve onların çıkmayacak olması, bizim mütereddit bir halde festival alanına girmemiz, sahne önüne gittiğimizde bu adamların çıkması, benim şaşkınlıktan donakalmam, ve en fecisi, adamların aslında dün çıkacakken, bazı sebeplerden bugün sahne alması...) harika bir grup keşfetmiş durumdayım. Ziyadesiyle sevinçliyim. Şu andan itibaren bu adamların albümünün piyasaya çıkıp, ortalığın amına koymalarını bekliyorum. Ha bir de tabii, en yakın zamanda yine canlı dinlemeyi. O da İzmir'de olacak sanırım.
Belki de bu adamları sevmeme sebep olan en önemli etken, konser sonunda vokalistin söyledikleriydi. Son şarkı da bittikten sonra, "Arkadaşlar... şimdi sizden birilerine inat mosh yapmanızı istiyorum" dedi, ve ardından bütün eller havaya kalktı. Henüz albümü bile çıkmamış olan bir grubun bu konudaki hassasiyeti fazlasıyla etkileyiciydi açıkçası.
0 yorum:
Yorum Gönder