Bir


Bir biz mi kurtarılması gereken takımız, merak diyorum. Kötü futbol, ancak alınan 3 galibiyet, ardından fena olmayan Baros katkılı futbol ve alınan bir galibiyetten sonra sanki ŞL şampiyonu olmuş gibi övülen, her gazetede ve spor kanalında başarısı konuşulan Galatasaray'ın aynı futbol - Baros'suz olup 1 mağlubiyet aldığı karşılaşmanın hemen ardından 180 derece dönen yorumların gelmesi, ülkedeki futbol yorumculuğu mesleğinin aslında ne kadar ucuz olduğunun göstergesi.

Carlo Ancelotti'yi futbolcu olarak tanıyorduk. 2001 yılında Milan'ın başına geçtiği zaman bütün ülke tanır olmuştu kendisini. Fatih Terim'in şutlandığı Milan'ın başına geçmişti çünkü. Bize göre dünyanın en iyi teknik direktörünün yerine sadece 6 senelik bir TD kariyeri olan Ancelotti gibi yeni yetmenin Terim efsanesinin yerini almasına içerlemiştik. Ancelotti'nin gizlice Terim'in kuyusunu kazdığından tut, Milan patronlarıyla yediği yemekler - tonla ikna çabası ile Milan'a zorla getirildiği falan konuşuluyordu. Fatih Terim'in hakkını yemişti Ancelotti bize göre. He tabi bir de meşhur "zaten aynı ülkenin vatandaşı" kıyağının da geçildiği yazılmıştı. Adamın anasından girip amcasından çıkmıştık. Dünya'nın en pis herifiydi Ancelotti. Fatih Terim'in Milan'dan gönderilmesinin esas sebebini nedense konuşmadık hiç.

Sonra n'oldu, her Milan mağlubiyeti bizim zaferimiz oldu. Ancak Ancelotti buna pek izin vermedi ve lig bir yana 2 kez ŞL şampiyonluğunu kaptı getirdi bu takıma. 2001 yılında ertesi hafta gider bu herif dediğimiz adam 2009 yılına kadar kaldı. Daha sonra allahın belası Ancelotti yine içten kaleleri fethetmiş olacak ki, Chelsea havada kaptı kendisini. Geldiği ilk sezon rekor gol sayısı ve 2 kupa kazandırdı takıma. Sürekli oyun bilgisini geliştiren ve taktik, teknik kullanan bir teknik deha haline geldi 2001 yılındaki yeni yetme. (Peki ya Fatih Terim ne yaptı ? Hangi takımlar bu büyük TD'nin kapısında kuyruk oluşturdu, bir bakalım)

Fatih Terim ise bizim kurtarılmamız gereken zamanı bekledi. Çok da bekletmedi sağ olsun merhum Özhan Ağabey. Lucescu bizi acayip kurtarılması gereken bir hale sokmuştu zaten. Çeyrek final ve lig yetmedi takıma, daha fazla kurtulalım dedik. Dünya'nın en büyük gazcısı takımın başına geldi. Bir Hagi bir Popi ve en önemlisi 96-2000 oturaklılığı olmayınca kurtaramadı tabi ve bizi 15 sene geriye götürdü Terim. 6-0'da kaymağı. Yine şutlandı. (kısa araya gireyim; Lucescu'nun gönderilmediğini ve bir Ancelotti kadar takımın başında kaldığını düşünün, sadece bir düşünün) O sıralar Milli takımın kurtarılması gerekiyordu, oraya gitti bir kurtardı, 2 batırdı. Anlık başarının kralı son kupaya gidemeyince, anlık başarısı sayılan, oysaki yine futbolcuların başarısı olan 2008 şampiyonası unutuldu, şutlandı. Şimdi bir kez daha Galatasaray'ın kurtarılması gerekiyor. Bir 25 sene daha geriye gitmemiz gerek yani.

Ben Fatih Terim'i severim. Parçalı altında kaptanlığı bile ona sonsuz bir saygı-sevgi kredisi sağlar benim gönlümde. Ancak Fatih Terim teknik direktör değildir. Anlık başarıların adamıdır, onunla bir gelecek, bir alt yapı kurmak mümkün değildir. Çünkü o kadar futbol kapasitesine sahip bir adam değildir. Fatih Terim inanılmaz derecede lider ruhlu bir adam. Kaptanlığı 25 sene önce bıraktı ancak hala soyunma odasında takımın kaptanı bu adam. Takımın kaptanının yapacağı işi yapıyor, bunu da dünyada hiçbir kaptan yapamıyor belki, o kadar iyi yani. Ancak yaptığı şey liderlik, takımı ruhlamak. Daha fazlası değil. Hiçbir zaman Terim'in iyi hoca olduğuna inanmadım, ancak çok büyük bir lider, bunu tartışmam. Keşke adamı gençleştirsek Cana'nın yanında sahaya sürsek. Ancak sakın ola ki bu adam Teknik Direktörlük sıfatı ile bu takımın başına geçmesin. Galatasaray belki bu seneyi kazanır ancak çok daha fazlasını kaybeder. Carlo Ancelotti gelecek bu takıma deseler bile çıkıp Florya'ya kendimi asarım, bir Fatih Terim dönemine yüreğim kendiliğinden dayanmaz.


2 yorum:

Adsız dedi ki...

fatih terimi beğenmediğimi her dile getirişimde arkadaşlarım tarafıdan tepki görüyordum sana bir teşekkür borçluyum :D

Burak Eken dedi ki...

Arda'nın şutu Patrick Müller'e çarpmasa, belki Avrupa Şampiyonası'nda çeyrek finale çıkamayacaktık ama bu yaz Güney Afrika'da olabilirdik.