İmes


Cumartesi sabahı işe gidiyorum. 402 hat numaralı İzmit-Gebze otobüsüne bindim. Bu otobüslerin ilk durağı Dilovası oluyor. Arada Hereke'den de geçiyorlar ama yolcu almalarına rağmen indirmeleri yasak çünkü anlaşma gereği Hereke'ye sadece İzmit-Hereke arabaları yolcu taşıyabiliyor. Neyse o sabah bindim yine arabaya, içerisi tıklım tıklım. Hereke'ye az bir mesafe kala arka kapıdan bir vatandaş stop düğmesine bastı ve bağırdı: "Kaptan inecek var!", önden şoför karşılık verdi: "Bu Hereke arabası değil kardeşim, Dilovası'na kadar indirmem!", sonraki muhabbet şu şekilde;

-Tamam da kaptan yanlışlıkla bindim, görevimiz var ne olur indiriversen?
+Bana sordun mu kardeşim binerken "Bu araba Hereke'de durur mu?" diye?
-Tamam bir daha olmaz ama şimdi indir beni kaptan.
+Hayır kardeşim indiremem kusura bakma!

Daha sonra indirebileceği ilk durakta durdu ve arka kapıyı açtı şoför. Adam arka kapıdan indi ve... polismiş. Şoför de aynadan baktı ve o anda farketti polis olduğunu. Araba tekrar harekete geçerken etrafındakilere sitemli bir şekilde "Söylesenize ya bana adamın polis olduğunu." gibi şeyler geveledi. Sonra kendi kendine, "Yahu sen desene 'ben polisim indir beni' diye ben de indireyim seni, Allah Allah ya." diye devam etti. Sonra şefini arayıp "Abi adam Hereke'de inmek istedi, indirmedim. Sonra bi' indirdim meğer polismiş." diye durumu anlattı. Hani haberi olsun diye. Bu arada etrafındakilere hala söylenmeye devam ediyor ve otobüsün içinde bir polis daha var, yanımda ve ayakta.

Şu 15 dakikalık olay neresinden tutarsanız tutun faul, ofsayt, hatalı yürüme, penaltı. Ülkenin durumunun özeti adeta. Çıkarılacak 50 tane ders ve ironi var. Onları da size bırakayım.

0 yorum: