Bu sene NBA draft'ı bildiğiniz üzere Barclays Center'da yapıldı. Pazarlama, tanıtım veya imaj değişikliği diyebilirsiniz buna. Benim gibi bir eski kafalı ise bunu yadırgamakta haklı tabii ki. Önceleri bu durumu kafaya taksam da draft gecesi geldiğinde unuttum gitti, Olayın başlamasına saatler kala 'link' kovalamaya başlamıştım. NBA bitti evet... Golden State Warriors ya da LeBron konusuna hiç girmek istemiyorum. Bu seneki NBA finallerini bu draftla unutmak istiyordum. Çok heyecanlıydım. Heyecandan klavyenin space ve enter tuşlarına sert sert basıyordum. Bitmek bilmeyen Amerikan reklamları, heyecanımı ve iştahımı arttırıyordu. 4 tavuklu ekstra büyük hamburgerlerden tutun, jambonlu pizzalara kadar tüm fast-food ürünlerini insanın gözüne sokuyor bu Amerikan reklam sektörü. Sonunda beklenen an gelmişti ve beklenen adam yavaş adımlarla topuklarını vura vura kürsüye yürüdü. Kel çıktı sahneye. Kimi yuhaladı, kimi kendinden geçti. Daha bir sakindi sanki Adam Silver bu sene. GSW'ye uzun uzun teşekkür etti. "İşte bakın GSW gibi çalışırsanız şampiyon olabilirsiniz" tarzında ufak bir vaaz verdi. Dinlerken etkilendim ve tüylerim diken diken oldu. Ama eminim o salonda seçilmeyi bekleyen genç basketbolcularımız bunu kendilerine hayat felsefesi edinmişlerdir. Belki bazıları o kadar etkilenmiştir ki, otel odalarına döndüklerinde ota vurmuşlardır kendilerini. Tüm draftı gözlerimi kırpmadan izledim diyemeyeceğim. İkinci turda uyku bastırdı... Barclays Center'da bile doğal olarak 'garbage time' vardı. İyisiyle kötüsüyle bir draftı daha geride bıraktık. Uzatmadan değerlendirmelere başlayayım...
#1 TIMBERWOLVES: Karl-Anthony Towns
D.T: 11. 15. 1995
Pozisyon: Pivot / Uzun forvet
Klas: Üniversitede ilk senesini doldurmuş oyuncu
Okul: Kentucky
Boy: 2.14
Kilo: 113.4
14-15 sezonu istatistikleri (Kentucky Wildcats):
Maç başına sayı: 10.3
Maç başına ribaund: 6.7
Maç başına asist: 1.1
Maç başına blok: 2.3
Serbest atış yüzdesi: .813
İki sayılık isabet yüzdesi: .566
Artıları:
* 2.22 cm'lik kanat uzunluğu sayesinde üst düzey bir boyalı alan savunucusu
* Hücum ribaundu sezgileri. Aktif eller ve ikinci şans sayılarındaki sezgileri
* Orta mesafe şutu yüksek yüzdeli sokması ve yumuşak eller
* Pozisyonuna göre iyi bir oyun görüşü ve basketbol IQ'suna sahip olması. İkili savunmalara maruz kaldığında boş adamı kolaylıkla bulması
* Elit bir ribaundçu olması. box out ve ribaund sezgilerinin yüksek olması. Aynı zamanda etkili bir pota altı savunucusu
Eksileri:
* Atletik özellikleri günümüz uzunlarına nazaran bir gömlek alt seviyede fakat temel basketbol bilgileriyle bu açığı kapatabilecek potansiyele sahip
* Kendinden kısa ve atletik uzunlara karşı ortaya çıka savunma zaafları
* Kendisinden beklenen güç ve sertliğe sahip olmaması
* Savunmada kimi zaman disiplinsiz davranışları ve yardım savunmasındaki eksiklikleri
Özetle:
Wolves senelerdir 'rebuilding'in dibini görmüş bir takım olmaktan uzaklaşmak istiyor, orası kesin. Birçok eksik parçayı tamamlamak için senelerdir uğraşıyorlardı. Ama onlar için esas değişim Kevin Love takası ile başladı. Love'dan boşalan kısma ise harika bir parça eklediler. Towns ile Okafor arasında çok kıyaslamalar oldu. "Teknik mi güç mü" çelişkisi oldukça kafaları ütülemişti. Fakat Towns Draft'a 6-7 ay kala birinci sıra seçimini hak ettiğini hemen hemen herkese ispatlamıştı. Wiggins, Tyus Jones , LaVine, Payne, Dieng ve Towns'u aynı takımda görmek fazlasıyla heyecan verici. Flip Saunders, Towns'ı uzun forvet pozisyonunda oynatmayı deneyecektir. Böylece Pekovic'i pivot olarak sahaya sürebilir ve savunma sertliğini arttırabilir. Pekovic ile Towns arasındaki uyumu gerçekten merak ediyorum, fakat günümüz lanet 'kısa 5' basketbol anlayışı yüzünden bu iki uzunu aynı anda sahada göremeyebiliriz.
#2 LAKERS: D'Angelo Russell
D.T: 23. 2. 1996
Pozisyon: Oyun kurucu / Şutör gard
Klas: Üniversitede ilk senesini doldurmuş oyuncu
Okul: Ohio State
Boy: 1.96
Kilo: 88
14-15 sezonu istatistikleri (Ohio State Buckeyes):
Maç başına sayı: 19.3
Maç başına ribaund: 5.7
Maç başına asist: 5.0
Maç başına top çalma: 1.6
Serbest atış yüzdesi: .756
İki sayılık isabet yüzdesi: .449
Artıları:
* İki guard pozisyonunda da çok iyi olması. Savunmanın zayıf yönlerini iyi okuması ve penetre yetenekleri
* Ortalamanın üzerinde bir savunmacı. Pozisyonuna göre iyi bir ribaundçu
* Top hakimiyeti üst düzey ve hızlı hücumları bitiriş yetenekleri
* Durarak attığı şutlardaki yüksek isabet oranı.
* Topsuz oyunda da oldukça etkili ve aynı zamanda top hakimiyeti sayesinde göze hoş gelen crossoverları var
* Vasatın üzerinde bir pasör ve genelde hızlı hücumlarda attığı paslarla takım arkadaşlarını efektif bir şekilde kullanabiliyor
Eksileri:
* Atletik özelliklerinin günümüz NBA guardlarına göre düşük olması
* Hücumda hızlı, kısa ve elleri çabuk savunmacı guardlara karşı zorlanması
* Bazı hücumlarda driplingini çabuk kesmesi ve ikili savunmalara maruz kalması
* Zayıf eli olan sağ elini kullanmaktan bazı zamanlar kaçınması ve top kaybı yapması
* İlk adımı hızlı guardlara karşı savunma zaafları ve yardım savunmasında oldukça ham oluşu
Özetle:
Bir takıma iki 'SWAG' fazla olabilir. Evet bu adam 'swag' kelimesinin türkçe karşılıklarından biri olmaya şimdiden aday. Şüphesiz bu draftın en yetenekli oyuncusu. Fakat kafa yapısı ve mental durumu pek iç açıcı değil. Russell'ın yerinde olsam Swaggy P'den olukça uzak durmaya çalışırdım. Kobe'den de oldukça şey öğrenmeye gayret ederdim. Lakers organizasyonunun topçusu olmak kolay değil. Özellikle de şu kötü dönemlerinde. Oyununu NBA'e adapte edilmesi gerekiyor. Egolarını ve 'G.O.A.T' tavırlarını bir kenara bırakıp sadece çalışması ve pes etmemesi onu bu ligin bir süper yıldızı yapabilir. Bu sene büyük ihtimalle oyun kurucu pozisyonunda ilk 5 başlayabilir. Julius Randle'ın da sağlıklı dönmesi Lakers'a kademe atlatabilir. Ne yazık ki önümüzdeki 4-5 senede bir play-off takımı olacaklarını düşünmüyorum. Tabii Russell benim bu söylediklerimi ağzıma tıkıp sapıtmazsa.
#3 76ERS: Jahlil Okafor
D.T: 12. 15. 1995
Pozisyon: Pivot
Klas: Üniversitede ilk senesini doldurmuş oyuncu
Okul: Duke
Boy: 2.11
Kilo: 125
14-15 sezonu istatistikleri (Duke Blue Devils):
Maç başına sayı: 17.3
Maç başına ribaund: 8.5
Maç başına asist: 1.3
Maç başına blok: 1.4
Serbest atış yüzdesi: .510
İki sayılık isabet yüzdesi: .664
Artıları:
* Boyalı alanda fiziksel oyundan çekinmemesi. Daha doğrusu bu, oyununun en önemli parçası
* Boyalı alandan yüzde 74'lük isabet oranı
* Fiziksel özellikleri ve gücü NBA'e fazlasıyla hazır
* Pota altında gücüyle basket bulmak için kendine kolayca yer açması ve pivot oyunları
* 2.28 cm kanat uzunluğu ile vasatın üzerinde bir pota altı savunucusu ve ribaund sezileri
* Yakın mesafeden dönerek yarım çengel atışını yüksek yüzdeyle sokması
* Post pozisyonunda tersten çabuk dönüşler ve penetreleri sonunda güçlü bitirişleri
* Savunmacılar tarafından riske edilmemesi gereken orta mesafe şutu
Eksileri:
* Serbest atış çizgisinden düşük yüzdeli isabetleri
* Patlayıcı özelliklerinin az olması ve ilk adımının pivot standartlarına göre yavaş kalması
* Savunma IQ'su ve yardım savunması sezileri oldukça ham
* Erken faul problemleri
* Top kaybı oranının fazla olması. 40 dakika ve üzeri oynadığı maçlarda 4.0'ın üzerinde top kaybı ortalaması
* Çoğu zaman fazlaca orta mesafe şut denemesi ve basit oyunu şuta tercih etmesi
* İkili savunmalara karşı hücum inadı ve yanlış şut tercihleri
Özetle:
Okafor'u hep severek takip etmişimdir, Bir DeMarcus Cousins hayranı olarak. Bu adamın oyun sitilini hep Boogie'ye benzetirim. Savunması pek iyi olmayan ama hücumda gücüyle oynayan 90'ların pivotlarını hatırlatan uzun oyuncu profili. Draft'tan sonra Twitter'da 76ers'la çok dalga geçildiğine tanık oldum. "Pivot: Okafor, Forvetler: Embiid ve Noel... Boyalı alana gelmeyi bir denesenize?" makarası dönüyordu sosyal medyada. Noel yada Embiid'i takas edeceklerini düşünüyorum. Bence Noel'i yollayacaklar. Fakat bu durum oldukça sinir bozucu. Çünkü bu uzunların hepsi çok yetenekli ve Embiid ile Noel'i yan yana izlemeyi çok isterdim. Tabii bu da büyük bir hayal. Embiid'in uzun forvet oynarken hayal eden az kişiden biriyimdir sanırım. Kısaca Okafor bence: 'Şu adamı alalım cepte dursun ileride bakarız' seçimi gibi olmuşa benziyor 76ers için. Fakat bu draft'ın ilk üç sıra seçimi ile diğer 57 oyuncu arasında bir uçurum olduğu da göz ardı edilemez bir gerçek. 76ers için en doğru hamle bu üç genç uzundan birini yollayıp eksik olan bir düzine parçadan birini doldurmaları olacaktır.
#4 KNICKS: Kristaps Porziņģis
D.T: 02. 08. 1995
Pozisyon: Pivot / Uzun forvet
Klas: Uluslararası oyuncu (Sevilla)
Okul: -
Boy: 2.13
Kilo: 104
14-15 sezonu istatistikleri (Uluslar Arası):
(Maç başına aldığı 20.8 dakika süre ortalamasında)
Maç başına sayı: 10.7
Maç başına ribaund: 4.4
Maç başına blok: 1.1
Serbest atış yüzdesi: .728
İki sayılık isabet yüzdesi: .540
Üç sayılık isabet yüzdesi: .379
Artıları:
* Avrupalı bir uzun oyuncu için oldukça atletik ve hızlı ayaklara sahip bir oyuncu
* Sahayı koşmayı seviyor. Hücumda aktif ve hareketi. Kendini boşa çıkarmayı seviyor
* Uzun kolları sayesinde iyi bir çember savunucusu.
* Ribaund ve blok zamanlaması vasatın üzerinde. Dikey sıçrayış konusunda bir uzuna göre oldukça başarılı
* Aynı zamanda hücum ribaundu konusunda sezgileri güçlü. Boşta kalan topları toplamak için ekstra mücadeleci
* Boş 3'lük atışlarındaki yüksek isabet oranı.
Eksileri:
* NBA'in sert ve hırçın uzunlarına karşı zayıf fiziğiyle zorluk çekecektir
* Savunmada vasatın altında bir pick and roll savunmacısı olması
* Zayıf taraf savunmasında etkisiz oluşu
* Çoğu zaman temastan kaçınması ve dış şutlara yönelmesi
* Hücumda bilinçsiz erken ve yanlış şut tercihleri
Özetle:
4. sıradan seçilen bu genç uzun New York taraftarlarını pek mutlu etmemişe benziyor. Barclays Center'da daha önce çok az böyle bir yuhalama duymuştum. Bu tepki Porziņģis'e değil büyük olasılıkla Phil Jackson'a karşı bir protestoydu. ESPN hemen Phil babanın yanına gitti ve soru yağmuruna tuttu. 'Neden seçtiniz? Ne bekliyorsunuz? Ne zamandır takipteydiniz?' türü sorularla karşılan Jackson yine oldukça sakindi ve sakız çiğniyordu. Meğerse Knicks, Kristaps'ı uzun süredir takip ediyormuş ve geleceğe yönelik bir yatırım için draft etmişler. Bu çocuğun kumaşı sağlam. İyi tekniği olan bir Avrupalı... Çatır çatır şut sokuyor fakat çok ince. Hemen gym'e girip deli gibi çalışması lazım. Kalınlaşması, güçlenmesi gerekiyor. Ayrıca takımda onca şut meraklısı adam varken Porziņģis'in çıkıp maç başına 4-5 üçlük sokmasını kimse beklemesin. New York'a savunma direnci lazım... Neyi yapması gerektiğini sanırım kendisi de tahmin ediyordur.
#5 MAGIC: Mario Hezonja
D.T: 25. 02. 1995
Pozisyon: Şutör gard / Kısa forvet
Klas: Uluslararası oyuncu (Barcelona)
Okul: -
Boy: 2.02
Kilo: 99
14-15 sezonu istatistikleri (Barcelona):
Maç başına süre: 14.0
Maç başına sayı: 6.1
Maç başına ribaund: 1.9
Maç başına asist: 1.2
Maç başına blok: 1.4
Serbest atış yüzdesi: .767
İki sayılık isabet yüzdesi: .573
Üç sayılık isabet yüzdesi: : .396
* Şut yetenekleri ve orta mesafeden skor bulma kabiliyetleri
* Sahayı çabuk geçebiliyor ve hızlı hücumlarda oldukça etkili
* Bombeli şut mekaniği sayesinde savunmacıların şutunu bloklama şansını ortadan kaldırıyor
* Guard ve forvetleri yakından savunabiliyor. Savunmada hızlı ayaklara sahip
* Pas aralarına iyi giriyor ve guardları kötü pas atmaya zorlayabiliyor
Eksileri:
* Bazen çok bencil olabiliyor. Oyunun kahramanı olmak istemesi basit hatalar yapmasına neden oluyor
* Basit oyundan kaçınması ve tartışılan şut tercihleri. Hücum saatini gereksiz harcaması ve el üzeri şut atmayı sevmesi
* Savunma gayretini genelde hücümdaki performansı belirliyor. Oyunun her iki tarafına eşit odaklanamıyor
* Topsuz hücüm konusunda ne kadar iyiyse topsuz savunma konusunda bir o kadar kötü* Takımının lideri olma potansiyeli oldukça zayıf. İşler yolunda gitmeyince egosu, tavırları ve vücut dili konusunda kendisini mental olarak geliştirmesi gerek
Özetle:
Mario sanki biraz yukarıdan seçildi... Oladipo varken bu adamı guard oynatamazlar. Forvet oynayacaksa çok zorluk çekeceğini düşünüyorum. Yetenekle dolu bir çocuk. NBA'e alışması fazla zaman almayacaktır fakat işin savunma kısmında kendini çok geliştirmesi lazım. Devamlı kontrol altında ve yüksek disiplin ile çalıştırılmalı. Hücumunu kontrol altında tutması lazım. Takım oyuncusu olmayı bilmek. Takım arkadaşları tarafından saygı görmek ve kendinden beklenen o akıl almaz potansiyeli açığa çıkarmak için uğraşması gerekecek. Yapacaktır... Fakat Scott Skiles'ın elinde ne kadar kendini geliştireceği konusunda endişeliyim.
#6 KINGS: Willie Cauley-Stein
D.T: 25. 02. 1995
Pozisyon: Pivot
Klas: Üniversitede üç yılı doldurmuş oyuncu
Okul: Kentucky
Boy: 2.13
Kilo: 109
14-15 sezonu istatistikleri ( Kentucky Wildcats):
Maç başına sayı: : 8.9
Maç başına ribaund: 6.4
Maç başına blok: 1.7
Serbest atış yüzdesi: .617
İki sayılık isabet yüzdesi: .572
Artıları:
* Pozisyonuna göre iyi bir atlet. Sahayı kısa forvetler kadar hızlı geçebiliyor.
* Çabukluğu ve patlayıcılığı ile durdurulması zor bir hızlı hücum silahı
* Harika bir savunmacı. 5 pozisyonu da savunabiliyor olması
* Savunmada hızlı ayaklarıyla aynı zamanda iyi bir pick and roll savunmacısı
* Blok zamanlaması ve savunma sezgileriyle oldukça iyi bir çember savunmacısı
* Gelecek vaadeden orta mesafe şutları ve faul atışları (Üniversitede oynadığı her senede bu yüzdeleri ortalama %7 arttırdı)
Eksileri:
* Hücum özelliklerinin oldukça sınırlı olması. Yanlış şut tercihleri ve çengel atışlarındaki düşük isabet oranı
* İyi bir savunmacısı olmasına rağmen üst düzey bir ribaundçu olmayışı
* Bir pivota göre güçlü bir oyuncu sayılmaz. Post savunması iyi olsa da, NBA uzunlarına karşı göstereceği performans soru işareti
* İkili savunmalara ve baskılı yakın savunmaya karşı çabuk top kaybetmesi.
* Yaptığı basit hatalar ve kaçırdığı kolay atışlar sonrası oyun odağını çok çabuk kaybetmesi
Özetle:
Kings'in ne yaptığını anlamak zor... 11 ya da 12. sıradan seçilmesi beklenen Cauley-Stein'i 5. sıradan neden seçtiler? Cousins gidecek mi? Gidecekse neden Lakers ile aralarında bir takas olmadı. Cousins'a en iyi teklifi veren takım açık ara Lakers'tı. Peki şimdi ne olacak? Divac, "Cousins'ı almaları için Jordan'ı vermeleri gerek" demişti. Ortada böyle sansasyonel bir teklif de yok... Peki o zaman Kings neden bir pivot alıyor? Bu çocuk iyi bir savunmacı ve atletik. Fakat DeMarcus'un savunma zaaflarını bu gençle mi kapatacaklar? Böyle saçmalık sanırım olamaz. Nik Stauskas seçiminden sonra bir Kings sever olarak takım yöneticilerin drafttan önce uyuşturucu kullandığını düşünmeye başlamıştım. Bu sene ise bundan tamamen emin oldum. Winslow'un Kings'e gelmesini dört gözle beklerken, Adam Silver'ın ağzından Cauley-Stein'ın ismini duyunca parmaklarımı yemeye başladım sinirden. Kötü bir oyuncu mu? Hayır değil. Peki neden? Anlamak için zamanın geçmesini beklemekten başka çaremiz yok...
#7 NUGGETS: Emmanuel Mudiay
D.T: 05. 03. 1996
Pozisyon: Oyun kurucu
Klas: Uluslararası oyuncu
Okul: Southern Methodist University
Boy: 1.96
Kilo: 91
14-15 sezonu istatistikleri (Guangdong Southern Tigers):
Maç başına sayı: 17.7
Maç başına ribaund: 6.0
Maç başına asist: 5.9
Maç başına top kaybı: 3.1
Serbest atış yüzdesi: .581
İki sayılık isabet yüzdesi: .545
Artıları:
* Atletik özellikleri, patlayıcığı ve fiziğiyle tam bir hakiki oyun kurucu
* Oyun görüşü ve hücumda doğru pas tercihleriyle oyunu okuyabilen bir guard
* Hem sağdan hem soldan aynı şekilde hücum edebiliyor ve oldukça iyi top hakimiyeti var
* Hızlı ilk adımı sayesinde kendi şutunu yaratması
* Pick and roll hücumunda verdiği doğru kararlar ve çembere saldırmayı seven oyun karakteri
* Ortalamaların üzerinde bir savunmacı olması. Topa baskıyı sevmesi ve bitmeyen bir mücadele enerjisiyle dolu olması
Eksileri:
* İstikrarsız bir şutör, orta mesafe ve uzak mesafe şutlarındaki düşük yüzdeli isabetleri
* Oldukça yavaş şut sitili nedeniyle savunmacılara şutunu bozması için fırsat vermesi
* Bir guarda göre oldukça kötü serbest atış yüzdesi
* Saha içi liderliğinin zayıf olması ve yaptığı hatalar sonrası oyuna küsmesi
* Savunmada bazen gereğinden fazla şey yapmaya kalkışması ve gereksiz agresiflikleri oyun odağını kaybetmesine neden oluyor
* Çoğu zaman set hücumlarındaki perdelerden çıkan rakip gardları kaybetmesi
Özetle:
Ty Lawson'ın masasına 'Bizimle çalıştığınız için teşekkür ederiz' notu bırakılmış gibi gözüküyor. Peki Mudiay bu takıma nasıl bir katkı verir? Kendisine yeni Wall diyorlar. Şu Amerikalıların 'yeni bilmem kim' benzetmeleri zaten beni bitiriyor... Evet oyun stili John Wall'a benziyor, fakat gerçekten şutu neredeyse hiç yok. Günde 1000-2000 şut atması falan lazım ki o bileği biraz düzeltsin. Çünkü gerçekten kaldırım atıyor potaya... İyi bir oyun görüşüne sahip ve takımın yeni lideri olmasını ve hızlı tempolu basketbola oldukça elverişli. Aslında 8-9 ay önce daha yukarılardan draft edilmesi bekleniyordu Mudiay'ın. Sanırım uluslararası tecrübesi ve kısıtlı hücum yetenekleri onu biraz gerilere çekmiş. Denver için zaten bir değişim gerekiyordu. Mudiay'ın bu değişimin en önemli parçası olacağına inanıyorum. Fakat önlerinde en az 4-5 sene var gibi gözüküyor.
#8 PISTONS: Stanley Johnson
D.T: 29. 05. 1996
Pozisyon: Kısa forvet
Klas: Üniversitede ilk yılını doldurmuş oyuncu
Okul: Arizona
Boy: 2.01
Kilo: 110
14-15 sezonu istatistikleri ( Arizona Wildcats ):
Maç başına sayı: 13.8
Maç başına ribaund: 6.5
Maç başına asist: 1.7
Serbest atış yüzdesi: .739
İki sayılık isabet yüzdesi: .480
Üç sayılık isabet yüzdesi: .369
Artıları:
* Güçlü fiziği ve hızı ile guard/forvet pozisyonlarını rahatlıkla oynayabiliyor
* Potaya saldırmayı seven bir oyun karakteri var. Tembel hücumu tercih etmiyor
* Oldukça iyi bir ribaundçu. Çemberden seken toplara sıçrama zamanlaması ve dikine yükselme özellikleri harika
* Hem savunmada hem hücumda hızlı yön değiştirme özellikleri. Çabuk ayaklar ve vücut dengesi
* Pick and roll hücumunu sevmesi ve Pick and pop atışlarında yüksek isabet oranı
* Sırtı dönük oyunu iyi olmasa da potayı karşısına aldığı zaman oldukça etkili olabiliyor
Eksileri:
* Hücumda erken şut tercihleri. Topu hep elinde istemesi
* İyi bir penetreci olmasına ramen pota yakınında bitirme konusunda başarısız
* Çoğu zaman hücumda teması kovalıyor. Bü yüzden saçma hücumlar yapabiliyor
* Vasatın üzerinde bir pas dağıtıcı olmasına rağmen boş arkadaşlarını görme konusunda sıkıntı yaşıyor
* Yardım savunması konusunda üşengeç ve savunma hatalarını kabul etmeyen bir karaktere sahip
Özetle:
Bu sene şans eseri Stanley'nin 2-3 maçını izledim. Daha sonra YouTube'a gömüldüm. "Neymiş bu çocuk" diye merak etmiştim. Tabii ki önüme vurduğu smaçlarla dolu videolar çıktı. Daha sonra insanların Stanley için 'yeni Ron Artest' dediklerini duydum. Neden 'World Peace' değil de 'Artest?'
İşin savunma kısmında fena olmasa bile bence uzaktan yakından Artest veya World Peace ile alakası yok. Çok güçlü... Pistons'a o enerjiyi getirebilecek bir genç olabilir. Savunma yapabiliyor orta mesafe iyi kötü sokabiliyor. Fakat Stanley konusunda büyük hayallerim olduğunu da itiraf etmeliyim. Bu sezon en az 2-3 oyuncuyu crossoverlarıyla yere düşürebilir. Sağlam smaçlar vurabilir... Hafif bir Jamal Crawford stili seziyorum nedense bu çocukta. Uzun zamandır böyle tatlı bir şut sitili olan bir oyuncu da görmemiştim sanırım. Bunlar umarım bu sezonu Pistons'u daha çok seyretmem için kendime söylediğim saçma bahaneler değildir...
#9 HORNETS: Frank Kaminsky
D.T: 04. 04. 1996
Pozisyon: Uzun forvet / Pivot
Klas: Üniversitede dört yılını doldurmuş oyuncu
Okul: Wisconsin
Boy: 2.16
Kilo: 109
14-15 sezonu istatistikleri (Wisconsin Badgers):
Maç başına sayı: : 18.8
Maç başına ribaund: 8.2
Maç başına asist: 2.6
Serbest atış yüzdesi: .780
İki sayılık isabet yüzdesi: .581
Üç sayılık isabet yüzdesi: .416
Artıları:
* İyi ayak oyunlarına sahip. Pivot ve uzun forvet pozisyonunu oynayabiliyor
* Pozisyonuna göre harika bir şutör. 3'lük ve 2'lik atışlarındaki yüksek isabet oranları
* Hücumu iyi okuma özelliği. Kendisini boşa çıkarma ve şut bulma konusunda başarılı
* Pick and pop hücumunda çok etkili bir silah. Bombeli şut mekaniği ile savunulması zor
* Zorlama hücumlar yapmak yerine sabırlı hücumu tercih ediyor. Ekstra pasları iyi görüyor
Eksileri:
* Savunma konusunda büyük bir soru işareti. Özellikle NBA uzunlarını savunma konusunda büyük sorunlar yaşayabilir
* Boyalı alan savunması ve yardım savunması konusundaki gayretsiz oluşu
* Teması ve fiziksel mücadeleyi sevmemesi. Şut atmaya kurulu oyun karakteri yüzünden zengin bir hücum repertuarına sahip olmayışı
* Ayakalrı yavaş, atletik değil ve çabuk raksiyon gösteremiyor
* Fiziği NBA için yererli değil. Erken faul problemleri yaşayabiliyor ve top hakimiyeti vasat
Özetle:
Riskli bir seçim daha... Öncelikle bu adam deli gibi şut sokuyor bu konuda hemfikiriz. NBA'de maç başına 14-15 sayı bulabilir ve Hornets'in deli gibi dış şut tehdidine ihtiyacı olduğunu da biliyoruz. Fakat gerçekten Kaminsky'nin bu kadar yukarıda seçilmesine anlam veremiyorum. Jordan gerçekten neyi düşünüyor acaba? Cody Zeller varken aynı pozisyona yeni bir oyuncu almasının anlamı nedir? O pek sevilmeyen Michael Kidd-Gilchrist'ın yokluğunda takımın ne kadar kan kaybettiğini herkes gördü ve bu yüzden Winslow'u tercih etmediler belki de. Bu draftın en iyi şutörü kim diye sorarsanız Kaminsky diyebilirim. Fakat bu kadar yukarıdan seçilip savunması en kötü olan oyuncuyu sorarsanız bana söyleyeceğim isim değişmeyecektir.
#10 HEAT: Justise Winslow
D.T: 26. 03. 1996
Pozisyon: Kısa forvet / Şutör gard
Klas: Üniversitede ilk senesini doldurmuş oyuncu
Okul: Duke
Boy: 1.98
Kilo: 101
14-15 sezonu istatistikleri (Duke Blue Devils):
Maç başına sayı: 12.6
Maç başına ribaund: 6.5
Maç başına asist: 2.1
Maç başına top çalma: 1.3
Serbest atış yüzdesi: .641
İki sayılık isabet yüzdesi: .486
Artıları:
* Pozisyonuna göre şimiden NBA fiziğine sahip fiziksel özellikleriyle lige oldukça hazır
* Penetreleri olduça güçlü ve temaslardan oldukça az etkileniyor. Bu sayede kendisine yapılan faulleri basketle bitirme şansı oldukça yüksek
* Hareketli olarak kullanmadığı 3'lük atışlarında yüzde 41.3'lük isabet yüzdesi (111 atış)
* Hızını çabuk değiştirebiliyor. Pozisyonuna göre oldukça iyi top hakimiyeti var ve eurostepleri istikrarlı bir şekilde bitirebiliyor
* Oldulça iyi bir savunmacı. Ribaund sezgileri oldukça yüksek ve uzun forvetleri savunma konusunda oldukça başarılı
Eksileri:
* Hareketli halde kullandığı şutlardaki düşük isabet yüzdesi
* Kendi hücumunu yaratmada sınırlı olması. Hızlı ve kısa savunmacılara karşı zorlanması
* Serbest atış çizgisindeki düşük isabet oranı
* Dikey sıçrama konusunda NBA standartlarındaki bir kısa forvetin altında kalması
* Şut konusunda yaşadığı sıkıntılardan dolayı çoğu zaman uzak mesafede savunmaların dikatini üzerine çekememesi. Bu sayede savunmalara, yardım savunması yapma şansı vermesi
Özetle:
Bir Duke sempatizanı olmamdan dolayı Winslow'u uzun zamandır takip ediyordum. Fakat Adam Silver teker teker takımların seçimlerini açıkladıkça ve bu çocuğun ismini duyamadığım her seçimde biraz daha strese girdim. Neden Winslow bu kadar geriye düştü? Çünkü takımlar stratejik seçimler yaptı bu draftta. Ya da onlar öyle zannediyor. DraftExpress'te aylardır ilk 5, en kötü ihtimalle 6-7 arası seçilmesi beklenen Justise 10. sıraya kadar gerilemişti ve şans Miami'yi bulmuştu. Eminim Pat Riley'nin aklından bile geçmiyordur bu yeteneği draft etmek. Peki Justise Heat'de ne yapar? Hassan Whiteside'la birlikte savunmayı bir kademe yukarıya çekeceklerinden eminim. Zaten Heat için şu anda en önemli şey takım savunmasını iyi yapabilmek. Fakat acilen Luol Deng'den kurtulmaları lazım. Kendisi hala iyi bir takas için kullanılabilir. Aksi takdirde Winslow'u kenarda oturtmak tamamen mantıksızlık olacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder