8

Az önce Ligtv'de 2002 Vörldkap ile ilgili bir belgeselvari program vardı. Çoğuna yakını izledim. Bi'şey dikkatimi çekti. Kaka, daha o zaman "genç yetenek" kıvamında tabii. Kadroda ama, sıra gelmezlerden. Yancı gibi takılıyor oralarda. O Dünyakupası'nı Berezilya'nın kazandığını hepimiz hatırlıyoruz. (Tabii yukarıdaki fotoyu anlamak güç, sanki kendisi her boku yapmış da omuzlarda gibi, babası zengin diyedir belki kehkeh)

Ronaldo, 94 Dünyakupası'nda kadroda bulunuyor. Ama hiç oynamıyor-o zamanlar daha "ronaldinho". Ortalarda dolanıyor, hiç emeği olmasa da, 18 yaşında kariyerine bu kupayı konduruyor. 8 sene sonra, oynanan 7 maçın 6'sında gol atıp hem gol kralı oluyor, hem de kupayı 5. kez ülkesine kazandırıyor.

Bu seneki kupayı eğer Brezilya kazanırsa, Ronaldo'nun hikayesine benzer bir gidişat da Kaka'nın başına gelmiş olacak. Tıfılken kadroya alınmak, o sene kupa kazanılması. Ardından 8 sene sonra kupayı ülkene kazandırmak. Amcaoğlu filan olmasın la bunlar.


Bir ara da tabii, 1.5 sene filan beraber oynamalar. Güzel şeyler.

Toptan


Nike 90'ları toptan getirdi, şuna bak. İtalyan bayrağı renklerinden detaylar hoş. Bu kez şort siyah.

TS


Trabzonspor ilk forma tanıtımını yapan takım oldu. Formaları hep aynı. Çubuklu varken illa şu parçalıyı yapacaklar. Ne gerek var, TFF en fazla 5 formaya izin veriyor diye tamamını doldurmak mı zorundalar ? Bordo forması koyu renk away görevini, beyaz ise açık renk away görevini yerine getirecek. Gri forma tek değişik ve güzel olanı. Şık bir 3rd olmuş, zannedersem ilk olacak bu renk. Özellikle şortun bordo olması da ayrı güzel. Umarım bu formayı giydikleri her maç, bu kombinasyonla çıkarlar sahaya. Ancak kalıbı eski formanın (hepsinin eski gerçi). Arsenal'in 2 sezondur giydiği home forması ile aynı kalıp.


Kupayı kazanan Trabzon'un göğsünde bayrak olacak. Ancak daha geçen GS Formalarına yazmıştık, güzel denk gelmiş; Kurallara göre bayrağın göğsün sağ tarafında olması lazım. O yazımızda bu talimatnamenin ne kadar tutarsız olduğundan ve hiç açıklayıcı olmadığından bahsetmiştik. Trabzonspor'un da kafasının karışması normal.

Metin


Metin'in Palermo zamanlarından takım tanıtımında yer alan fotoğrafı. Foto için Sercan Sevinç'e teşekkürlerimizi sunarım, sundum.

Nerden Nereye Dünya Kupası Özel 5


Dünya Kupası Notları


Grup maçları bittiğine göre notlarvari bi'şey yazabiliriz. Hadi.

- İspanya ve Şili ikilisi gruptan çıkamasa Güney Afrika'lara gidip suikast yapmak zorunda kalacaktım. Onu bırak, Allahtan grupta 3 tane iyi futbol peşinde takım yok, o zaman ne yapardım lan?

- Brezilya inşallah Şili'ye elenir. Başlarım Elano'suna lan. Böyle güzel Şili. Böyle kaypak Berezilya. Olması gereken belli. Peki olması gereken olacak mı, o başka.

- İspanya-Portekiz. Çok mantıklı aslında. Barcelona'nın kökü Espanyol Milli takımı'nda değil mi? Bireysel futbolun tanrısı CRonaldo da Portekiz'de. Tamam işte. Bugünkü Portekiz-Brazil maçını izleyen herhangi biri, neden şu anda Messi ve Cristiano arasında bu kadar fark olduğunu anlardı.

- Arjantin'in hali kötü. Çok fazla Messi'ye bağımlı olmaları sıkıntı yaratır diye korkuyorum. Onun dışında sorun yok;halaoğlu Messi gerçekten efsane olabilir birkaç gün sonra.

- Meksika Arjantin'i elerse şaşıran olur mu?

- Aslında Fransa ve İtalya'ya olanların İngiltere'ye de olması gerekti. Yırttılar. Kötüler hala.

- Ulan Beren Saat ne güzel oynamış o son sahneleri.

- Sonisphere'e gidemeyen adamın takımı erken elenmez. Karşılıklı bu işler. (Öyle di mi lan?)

- Bir anasını siktiğimin arkadaşı yüzünden maç izlerken muhabbet etmeyecek seviyeye geldim. Ne desem adam kendi savunduğum kişi veya takımları öne çıkardığımı sanıyor. Sikeyim seni lan.

- Bu gün öğle saatlerinde eve Vuvuzela girdi. Çok kısa söyleyeyim, ne kadar sövseniz az buna abi.

- Almanya'nın ilk maç çok kişiyi yanılttı. Ama Mesut bu azgınlığı korursa, en az yarı final. Kupa gelirse de çok garip olmaz.

- İngiltere-Almanya ne güzel oldu lan. Başka bir büyük rekabet daha görsek.

- Ömer Üründül'e söylenecek zamanları bile geçtik. Artık vücut tepki vermiyor.

- Ali Ece abimin burdan ellerini öpüyorum.

- Marcelo Bielsa gereğinden fazla saygıyı hak ediyor. İnşallah olabildiğince ilerlerler.

- Bizim burdaki kıytırık (2 senedir kıytırık tabii) festivale Soulfly geliyor. Nasıl ikna ettiler adamları, anlamadım. Anlayamam da.

- Bir arkadaşım -ki İtalyaseverdir- İtalya'nın son kreasyonundan beyaz formayı almış. Gayet de şık forma. Adam 3 maç boyunca o formayı giysinler diye bekledi. Sonra da öyle bi' sövdü ki, elendiler. "Taraftarın sesi" bu sanırım.

- Adidas da az çakal değil. Slovakya'aya nasıl kakalamışlar eski kalıbı, çok ilginç. "Enteresan".

- Iaquinta kadar overrated'ını görmedim, göremem.

- "Futbol oynamaya" çalışmayan tüm takımların Allah belasını versin. Bazılarının verdi bile, bak.

Histeri


Oh oh, ne de güzel. Üstüste yeni albüm haberleri. "Çilekeş'in yeni albümü Histeri Çalışmaları da bugün itibariyle satışa sunuldu" demeyeceğim, çünkü malum, artık albüm satışı filan pek yok, onlar da resmi sitelerinden salmışlar albümü. İster 5 tl karşılığı, isterseniz de beleş indiriyorsunuz. Çok merak ediyorum, bakalım nasıl bir albüm ortaya çıkmış.

On


Sevdiğin sanatçının/grubun albüm aralarını uzun tutması, saf "sıkıntı". Bekle dur anasını satıyım. Hayko'da az beklemedik. Dorian'da filan hala bekliyoruz. Bilgin abiyi de o kadar bekledik ki, bekleye bekleye unuttuk. Bugün bir abimiz söyledi "çıkmış" diye, haberim oldu. Gerçi yine duyardım bi' yerlerden de, mesele o değil. Hakkında okuduğum yorumlar olumlu, inşallah iyi bi' albüm dinleyeceğizdir 3 yıl sonra. Hayırlı olsun Törkiş Rep camiasına.

Zizou


Zidane daha Bordeaux'da. Saçlar da yerinde. Ama forma da güzel.

Güzel İkili 15

Korku

Elano iyi para gelirse gidecekmiş, bu performansı ile o iyi para da gelecek gibi. Keita zaten allahın belasıymış (!) Disiplinsizmiş, adam olmazmış. Verelim 3-5'e gitsin. Giovani Dos Santos bir daha bu topraklara ayak basmayacakmış, 5 sene sonra 45 milyon Euro'ya Real'e gider artık küçük R10, izleriz büyük bir zevkle. Kewell zaten kötürüm, bunak. Ne işi var takımda. Çağlar 1. diye bir adam geldi, 5 adam gönderdik bu müthiş sol bek için. Ama değer değil mi ? Uğur Uçar, küçük kaptanımız da Ankaragücü'nde. Artık sarı lacivert forma giyecek. Aydın ne arar la bazarda ? 007 Haldun'u da küstürdüler zaten.

1 senede 180 derece dönebilmek...

Kanki


Güiza: David, kanka beni bi aldırsana sizin oralara be? Hazır senin adaş da yolcu, forvette boşluk olacak. Hadi be abi, bi' olduruver be, ha?!

Nerden Nereye Dünya Kupası Özel 4


Nerden Nereye Dünya Kupası Özel 3


Beşiktaş Home Forma


Quaresma yurda BJK'nın yeni sezon giyeceği home forması ile ayak bastı. Formanın satışına da imza atıldıktan hemen sonra başlanır. Alın size pazarlama stratejisi. Kimbilir kaç tane Quaresma forması satılır. Transfere ise çok kısa değineyim. Türkiye'nin gördüğü en büyük 3-4 transferinden biri. Evet isme dayalı bu liste. Ancak Quaresma be abi. Son 2 sene oynamamış, ülkesi dışında tutunamamış, hikaye. Koskoca bir isim geldi ülkeye. Helal olsun.


Bu arada formanın kalıbı Dünya Kupası'nda Nijerya'nın giydiği home forma kalıbından. Üzerinde herhangi bir desen gözükmüyor, sadece kalıbın birleşme yerlerindeki dikişler siyah. Bunun dışında düz beyaz, olması gerektiği gibi sade. Bu formanın şortu da siyah olacakmış, aldığım duyumlar bu yönde.

Edit: Kumaşına işlenmiş kartal figürleri varmış..

Pele


Pele Reis kendi spor firmasını kurmuş. Pele Sports adını verdiği firmanın ilk ürünü de bir krampon. 1970 adını taşıyan bu kramponun özelliği; üstün teknolojiler barındırmasının yanısıra görsel olarak retro bir görünüme sahip olması. Nike'ın pembe kramponlarından sıkılanlar veya Adidas'ın 3 çizgilerinden bıkanlar için bu eski kafalı simsiyah deriden oluşan Pele marka krampon iyi bir alternatif. Pele bu markayı sadece krampon üretmek için mi kurmuş bilinmez, ancak spor devlerinin arasında tutunması kolay olmayacak.


Michael Jordan'ın Jordan markasını biliyorsunuz. Bu marka Nike'ın gücünü arkasına alıp, o şekilde büyüdü. Şuanda da Nike'ın alt markalarından biri. Pele'nin de zamanında Puma'nın oyuncusu olduğunu, daha sonra da reklamlarında boy gösterdiğini biliyoruz. Hatta Puma'nın pek çok Pele adını taşıyan ayakkabısı da mevcut. Hal böyle iken Pele'nin markasının tıpkı Jordan gibi büyük bir firmanın iteklemesi ile yaygınlaşacağını düşünerek, olası bir anlaşma sonunda her 2 tarafında karlı çıkacağını düşünüyorum.

Puma'nın Pele ayakkabıları

Tabi böyle bir durum söz konusu değil henüz, ben kafamdan uydurdum. Pele iddialı ise buyursun gelsin. Ancak ayakkabıların çok başarılı olduğunu da söylemek isterim, 120-150 pound'um olsa ve her hafta halı saha yapsam alırım. Beğenen için Temmuz'da satışına başlanacağını söyleyeyim, Türkiye'ye ne zaman gelir, hangi firma getirir bilmiyorum, hatta hiç gelmeyebilir bile.

Jose Saramago

Vörldkap başlamadan önce NBA Finalleri ve Dünya Kupası maçlarının çakıştığını farkedince, hemen bu 2 organizasyonun olabildiğince paralel devam etmesi için şükür namazı kılmaya gittim. İşe yaramış. Bunu başka şeyler için de denemek istiyorum.

Tam 1 hafta boyunca NBA Finalleri ve Dünya Kupası birlikte ilerledi. Harikaydı. Bu sabah bitti. Tek eksik, Vörldkap'ın yeterince iyi olmamasıydı. Eğer o da bir tık daha zevkli olsaydı, daha iyi futbol görebilseydik, orgazmik bir dönem olabilirdi bu.

Başlarda Finallerin uzamasını isterken, bir ara aklımıza Nate Robinson'ın da yüzük sahibi olabileceği geldi. Boston Celtics ile hiçbir sorunum yok. Hatta en sevdiğim oyunculardan biri olan Ray Allen orda. Ama Nate denen adamı biliyorsunuz. O, yüzük saabı olmamalıydı-olmadı da. Kobe başgan 2. three-peat için şansı sürdürdü. Genel durum 17-16 oldu. Sırf bu 2 takım 12 kez final oynamış birbiriyle. Nasıl bir hegemonyadır bu dayı kızı. Kobe, büyümeye devam ediyor. Hem niteliksel, hem de niceliksel olarak. Jordan'a yüzük bazında yetişmesine 1 kaldı. Yüzük, şekilci bünyeler için daha önemli elbet, ama Kobe, gerçekten Jordan'a çok yakın. Özellikle Batı finali'ndeki bir Suns maçı (dışardaydı, maalesef hatırlamıyorum, yani 3 veya 4. maç) ve bu serinin kaybettikleri 5. maçı, bu herifin hangi seviyede olduğunu net olarak gösteren karşılaşmalardı. Kimileri mesela Kobe'nin Jordan'dan daha iyi skorer olduğunu söyler. Ama bu mesela, aslında Kobe için olumsuz bir sonuç. Çünkü bu lafın ardından "ondan iyi skorer ama, gerisinde sıçıyor"a varılabilir. Ki işin aslı öyle değil.

Postun sonunda da, bu kupadan tek isteğimin biraz daha iyi futbol ve futbol adaleti olduğunu söyleyeyim. İspanya-İsviçre gibi maçlar bir daha olmasın, analar ağlamasın, çocuklar üzülmesin, "önemli olan sonuç abi yeaa" cılara koz geçmesin.

Eski


Dünya Kupası'nda mücadele eden ve bir önceki sezonun kalıbından yapılmış forma ile turnuvaya katılan tek takım Slovakya. Diğer bütün takımlar yeni kalıplarda hazırlanmış formalar ile mücadele ediyorlar (tabi Joma'yı falan bilemem). Away formaları yukarıdaki forma, yani 09-10 kalıbı (bizim mor ve kırmızı formanın kalıbı). Home formaları ise 10-11, yani yeni kalıplardan. Yetişmemiş herhalde. Daha giymediler ancak 2 gün sonra yapacakları maçta bu formayı giyecekler, istihbarat sağlam... Şıtoh'dan aldım...

31


Lan ne maçtı be. Kendi tuttuğum takım bin kere final oynadı, hiçbirinde bu kadar gerilmedim. Her hücum, son hücum gibiydi. İyi ki Lakers'lı veya Boston'lı değilim dedim bugün. Kalp filan dayanmazdı yani. Sadede geleyim;maç sırasında nerden geldiyse, laf Ricky Davis'e geldi. Arkadaşım Ricky Davis'in Telekom'a geldikten sonra bir maçta 32 şut kullandığını söyledi, "oha lan" dedim. Ciddiydi. Biraz bakındım ama, bi'şey bulamadım. Bu konuda bilgi sahibi olanların "insanlık namına" blog yönetimine başvurmaları rica olunur. Çocuğumuz 3-4 yaşlarında, mavi gözlü... öhm pardon. Eğer doğruysa, biat ederim dayıya. 32 şut lan. Ve sadece ikisi isabetli. Bunu öğrenmemiz gerek, cidden.

Pek Fit


Adidas'ın son teknolojisi Tech-Fit'i biliyorsunuz. Bu teknolojiyi önceki sezonlarda forma içine giyilen tayt içliklerde kullanmışlardı, ancak bu sezon formalara taşıyacaklar, hatta taşıdılar. Dünya Kupası'nda Adidas kullanan pek çok takımın Tech-Fit formaları var. Bazı takımlar ise kullanmıyorlar. Bu bir anlaşma mıdır bilemem, ancak Tech-Fit kullanan takımların her oyuncusu bu teknolojiyi kullanmıyor. Fark etmiş olsanız da yazmakta fayda var. Mesela Domenechzede Fransa... Yukarıdaki resim az önce biten Meksika maçından önce soyunma odasında çekilmiş. Futbolcuların maça çıkacağı formaları hazır. Görüyorsunuz ki bazı topçular Tech-Fit forma giyerken, bazıları bu teknolojiden yoksun, Formotion veya Climacool formalar giyiyorlar. Bu tamamen futbolcunun kendi seçimi de, anlamadığım bir olay var. Rahatsız mı ki, bazı futbolcular bunları giymiyorlar. Nedir giymeme sebepleri ? Bu teknoloji; üzerinde stratejik yerlere işlenen bantlar sayesinde, daha çabuk ter atmayı ve serinlemeyi sağlıyor. Ayrıca aynı formanın Tech-Fit versiyonu normal versiyonundan daha bir vücuda yapışık. Bu da formanın vücutla bütün olmasını ve üzerindeki teknolojinin daha iyi randıman vermesini sağlıyor, evet randıman... Yani şimdi adamlar bunu yapmış, artist misin giymiyorsun ? Daha kupa başlamadan Gourcuff'un eleme maçlarında, bütün takım giyerken onun giymediğini farketmiştim. Bugünkü maçta da giymemiş (giymeyecekmiş). Ayrıca başka futbolcular da var tabi, Toulalan da tercih etmeyenler arasında. Nedir sebebi, varsa Twitterları soralım bakalım.


Yukarıdaki Milan forması biraz daha açıklayıcı olur. Bu maçta 2 Fransız oyuncuyu sırttan yakalayamadım. Bu resmi görünce, peki takımlarda da bu Tech-Fit kullanılacak mı diye düşünüyorum. Yine futbolcunun kendi insiyatifinde olur, ancak her takıma da yapılmaz. Yapılacak takımlar da bellidir zaten, tahmin ediyorsunuzdur. Aslında takımdan çok ülke önemli imiş bu konularda. Mesela ben yeni öğrendim, yakında GS formalarında yazarım. Real Madrid ve diğer büyük takımlar neden Formotion kullanıyor da, biz hala 3 sene önce Real Madrid'in bıraktığı Climacool teknolojisini kullanıyoruz ? Bunun sebebi tamamen bizim formalarımızın Türkiye'de üretilmesi ve o Formotion üretim yapan makinenin Türkiye'ye getirilmemesi ile ilgiliymiş. Belli bir kaç ülkede bu teknolojilerde formalar üretilebiliyormuş ve bize de getirin diyemiyormuşuz, anlaşması falan varmış. Daha detaylısını öteki bloga yazarız. Her neyse sonuç ne olursa olsun biz bu karizmatik teknolojiyi kullanmayacağız önümüzdeki sezon. Biz kullansak da Türk topçularımız tercih etmezdi zaten, opsiyon hakkı olarak normal formaları giyerlerdi, daha bol olanı yani, göbeği belli etmeyen...

Güzel İkili 14


Sakalı kes.

Nerdeyim Ben 4-5


Van Persie:Bu maçtaki formu ve gelecek maçlardaki olası durumu, benim gibi onun overrated olduğunu düşünenlerin ekmeğine Nutella sürer, başka da bi' şey olmaz. Huntelaar'ı istiyoruz Türkiye'deki Hollandalılar olarak.


Portekiz Milli Takımı:Son 3 büyük turnuvada en az yarı final yapmış olabilirler. Ama bu, potansiyelleri kadar oynadıkları anlamına gelmez. Dün benim gördüklerim sadece Cristiano yavşağının kendini yere atmalarıydı.

Nerden Nereye Dünya Kupası Özel 2

"Tutun Lan Şu Romalıyı"


Çılgın


Umbro devri kapandı ve Adidas ile anlaştılar. Home forma daha nasıl olacaktı ? O tamam, ama away ve 3rd hakkında ne düşündüğümü bilemedim. Hayır çok mu güzeller, yoksa berbatlar mı ? Ben karar veremedim, forma bilgimi ve genel düşüncemi bu formalara karşı kullanamadım. Beğendim galiba... Bilmiyorum... Özellikle away forma çılgın ve çok farklı. 90'ların önde gideni... 3rd forma ise belli, bizim mor gibi bir pazarlama stratejisi.


Bu arada herhalde 3rd forma Avrupa'da giyecekleri formaları. Reklam olmaması açısından diyorum, Altın arma ve Adidas çizgileri-yakaları-logosu formaya çok iyi gitmiş. Bir de pek çok takımın formaları tanıtımlardan çok önce internete sızıyor. Adamlar çok rahat şekilde resimleri çekiyorlar ve internete koyuyorlar. Gerçi adamların sahte forma, lisanssız forma gibi sorunları olmadığı için, bu resimler sadece çıkacak olan formayı daha da bir heyecanla beklemelerini sağlıyor. Biz şimdi çıkıp koysak Galatasaray formalarının resimlerini, uğraş dur.

Nerden Nereye Dünya Kupası Özel 1


Nerdeyim Ben 3


Dünün şaşkını ise Krasic'ti. Özellikle Fb'ye gelmesini bekleyen başta, birçok kişi onun yardırmalarını izlemek için Tv başına oturmuşken, kötü bir Krasic izlediler. Valla diğer 2 maç oynadı oynadı, Dünyakupası yani bu, piyasanı yapacaksın arkadaş.

Kappa


Valencia yeni home formasını tanıttı. Formaya girmeyeceğim, geçen seneki yarasasız olan düz versiyon formaya çok benziyor. Benim derdim Kappa ile. Öncelikle severim Kappa'yı, güzel formalar yaparlar. Zaten zamanında İtalya formalarını beğenmeyenimiz yoktur herhalde. Ciddi de fanları var bu markanın. Öteki blogda bir anket açmıştık 3. olmuştu Nike ve Adidas'ın arkasından, o derece yani. Ama şimdi şu Kappa'nın saçma bir özelliği var.


Kappa'nın çok karakteristik bir logosu var. Nü Kadın ve erkek silüetleri sırtsırta vermiş oturuyorlar. Böyle saçma bir logosu var. Bu yetmezmiş gibi formalarda bu logoyu çok ön plana çıkartıyorlar. Bu son Valencia forması da vesile oldu. Omuzlarda ve şortların yanında insani olmayan büyüklükte Kappa logoları mevcut ve bunu her formaya konduruyorlar (istisna vardır belki) Şimdi iyi hoş seviyoruz da Kappa'yı, eğer Galatasaray'a da böyle logolar koyarlarsa katil olurum. Bu ne abi. Düşünsenize parçalı formayı yapmışlar, kırmızı kol tarafında böyle sarı renkte dev bir logo, diğer tarafta da kırmızı dev bir logo. Çıldırırım. O da yetmezmiş gibi şortta da dev bir logo. Biz Adidas'ın 3 çizgisinden sıkılmışken, hiç gelemem böyle şeylere. Bu sebeple de Kappa'yı istemem Galatasaray'da. Lotto da yapıyor galiba bunu. Saçma işte.

Nerdeyim Ben 1-2

İnci'nin sikerttiği şu dakikalarda biz de yeni bir seriye başlıyoruz efenim. Dünya Kupası boyunca devam edecek mi bilmiyorum ama, bir süre gider. İlk 2 gün boyunca o kadar çok denk geldim ki, dedim bari yazalım. Sonra da gün-gün, seri halinde bloga aktarayım dedim. Bir gün gecikmeden de bi'şey olmaz herhalde.Olay şu. İşte Dünya Kupası'na gelmesine rağmen, artık ilk defa oynamaktan, yeteri kadar konsantre olamamaktan, falandan filandan sahada mal gibi dolaşan, istenen performansı göstermeyen oyuncular. Tabii bu sanırım sadece ilk maçlar süresince yaparız bunu. Hani ilk durum ne, onu görmek açısından. Sonradan düzeltirler filan, olay bozulur. Başlayalım.
İlk gün:



Vela:Sadece ilk yarısını izleyebildim ama, Vela'yı bu gruba sokarım abi. Hele bu resim daha da manalı. Gio oğlan çılgın atarken, Vela'nın cidden ismini duymadım düzgün.

Suarez:


Ofsaytlar. Ve "nerdeyim ben" halleri.

xxx

Gün 2:
Park Chu Young:

O karşı karşıyayı atsa, son dakikalardaki sıkıntı da olmazdı. Bi' acayipti böyle. Ahmet Çakar gibi konuşmak istemiyorum ama, "Monaco'da oynamaya benzemez dünyakupası".

Di Maria-Higuain:

Di Maria'yı hadi geç, Higuain'in ciddi ciddi maçı sattığını düşünüyorum. Bu kadar da olmaz. Sezonun belki de en iyi son vuruşçusu, neler kaçırdı. O maç başındaki Messi pasını atsa, maç daha farklı ilerlerdi. Tabii onların hepsini atamayınca -gol hariç- son anlar sıkıntılı geçti.

Küpe


Diego Armando Maradona:Muhtemelen Dünya Kupaları tarihinin ilk 3 küpeli teknik direktörü.

Altın


Bir tanesinde tek ana renk, 3 yan renk; diğerinde iki ana renk, 2 yan renk. Ayrıntı hastaları için şenlik maçtı. İkisi de çok güzel forma. Ki Fransa'nın bu kreasyonu, altın ayrıntılar yardımıyla çok güzel. Uruguay'dakini bilmiyordum, sürpriz oldu, güzel oldu.


Şunu da koyalım ki, Lugano'nun WC arızalığını kutlamış olalım yeğenim. Manyak lan.