Spurs ve Hayat Dersleri

Evvelsi gece, Nba Tv'de Sas-76ers maçı vardı. Birkaç gün öncesinden haberini alıp, beklemeye koyulmuştum. Yenilecek olsak bile, sonuçta her zaman kendi takımımızın maçını izleyemiyoruz, dedim şöyle iyice bir seyredelim bizimkileri.
Maç sonunda değil ama, ertesi sabah (veya öğlen) bu maçın 2 büyük dersi olmuştu bana.
Ne mi bunlar, işte.

1. Zaman geçtikçe insan kendi takımına daha objektif bakıyor. Hoşgörü azalıyor.

Maçın ilk periyodu 40-19 bizim lehimize bitti. Elemanlar her şeyi soktu. 15/20 şut, 8/9 üçlük attılar. Aha dedim, maç koptu. Kopmamış meğerse. 3. periyodun ortalarına geldiğimizde fark erimişti, kafakafaya geldi maç. Periyod sonu yine öndeydik belki ama, normalde sikimize takmayacağımız, doğru dürüst düzeni olmayan Sixers, 21 sayıdan geri gelebilmişti bize karşı. O beğenmediğimiz Andre Miller filan, Mj kesildi. Bu çok sinirlendirdi beni. "Ya olur abi, basketbol bu" denecek bir örnek değil bu. Nasıl yeri gelince "abi spurs bu kadar senelik oturmuş takım, şunu şunu da yapar eder" deniyor ya, işte aynı onun gibi, o farktan geri getirmeyeceksin abi. Ne bu şimdi?
3. periyod sonu Finley bi' üçlük attı filan, önde bitirdik. Ben acayip sinir oldum. "Sikerim lan böyle işi" diyip, yattım. Yensek bile umrum değildi artık.

Bu o kadar öyleydi ki, sonrası şu biçimde oldu:sabah kalkınca şansıma tam da özetler açıktı Tv'de, kardeşim izliyordu. Gözümü açar açmaz, bizimkilerin buzzer ile maçı kazandığını gördüm. İçimde biraz heyecan dalgası uyanmasına rağmen, maçı izlerken hakim olan duygularım yine baskın çıktı. Kızgındım takıma kendimce. Sikerim buzzer'ı dedim.
Olmamalıydı. 40 yılda bir kendi takımımızın maçı denk geliyor, o da kıçı kırık Sixers'la. İk çeyrekte 21 sayı fark yapıp, sonra buzzer ile maç kazanıyorsun. "Yek yea".

Eskiden olsa, maçın kazanılmış olmasına bakaraktan, o Sixers comeback'ini mazur görür, galibiyetin sevincine bırakırdım kendimi. Ama artık mümkün değil bu.

2.Yaşlanıyorum!

İlk maddede pek çaktırmamama rağmen, bu maçı yarıda bırakıp gitmemde artık eskisi kadar geceleri dayanamamamın da tesiri var. Şimdi Nba tv'nin de olmasının rahatlığı var biraz tabii, ne oluyor ondan sonra, "abi nasılsa yarın da maç var, onu izlersin" düşüncesi baskın çıkıyor. Burda hatalı olduğumu kabul ediyorum. Kötü sıçtım. Hiçbir maçta olmamalı bu ama, hele kendi takımımın maçında hiç.
Tabii böyle yazınca, tamamen dayanamayıp uyumuş gibi görünüyorum belki ama, esasen, maçı bırakıp uyumamda, yukarıda yazdığım takıma kızgınlığımın etkisi çok daha büyük. Moralim bozulmuştu iyice. Baktım hafiften uyku da var, yattım.

Eskiden, daha ufağız tabii, içimizde harıl harıl Nba aşkı, gözlerimizde zerre derman olmasa, yine de o maçı bitirirdik. Şimdi daha farklı oldu işler. Umarım bu maç bana ibret olur da, bundan sonra hiçbir maçta bu durum olmaz. Çünkü bu tutum, ne olursa olsun, sevdiğin spora, oyunculara saygısızlıktır.

Son olarak da, madem yazı Spurs ile ilgili, "nası koyduk ama Heat'e diyip" yazıyı noktalayayım. Hüseyin'e de selamlar burdan.

0 yorum: