Zaman Kaybolmaz


Burada, asla yapmam gerektiği kadar kitap tanıtımı yapamıyorum-ve buna üzülüyorum. Bunun 2 veya daha fazla şeyle alakası var. 2'sini sayayım:Bir, zaman olmuyor. 2, istediğim kadar çok kitap alamıyorum hiçbir zaman, bu da belki daha fazla kitap tanıtmaya engel oluyür.

"Zaman kaybolmaz" beleş şekilde elime geçen kitaplardan, geldi bir yolla. Çoğu zaman "bir şekilde" elinize geçen kitap, çok işinize yaramaz. Olunca da harika olur. Bu öyle oldu. Çünkü mesela, bunu ben alacak olsam, hayatta diğerlerinden sıra gelmez. Allah bilir kaç zaman sonra okurum. Öyle öyle neler kaçıyor ya, neyse şimdi.

Hayran kaldım kitaba, ve de İlber hoca'nın hayat serüvenine. O da başka birkaç tanesi gibi, bu ülkede değeri bilinmeyen, hakkı ödenmeyenlerden. Belki yeryüzünde pek yok onun gibi. Ama biz ne kadar faydalanıyoruz ondan, tartışılır.
Bu kitaplar çok hoşuma gidiyor. Yani mesela, İlber hoca'nın tutup da otobiyografi yazacak zamanı yok. İş Bankası Yayınları'nın Nehir söyleşi dizisi bu açıdan harika bir kaynak. Ben bu seriden bu kitapla beraber 3 tane okumuş oldum. Üçü de çok iyi. Attila İlhan'ın da vardı bu seride öyle bir kitabı, o kitap açısından en şaşırdığım nokta beklenenden daha az sayfa sayısına sahip olmasıydı. Zaman kaybolmaz 600 sayfa mesela, o ise 300 küsür. İnsan Kaptan'ın hayatını daha fazla okumak/öğrenmek istiyor tabii, o da var.

Tarih sevdalısı, okuma aşığı, öğrenme delisi biri olarak, hocanın hayatını okudukça imrendim. Birikimini gördükçe özendim. Gezdiği ülkeleri öğrendikçe içlendim.

Sanırım bir de daha "tavsiye edilir!!" gibi bir şey dememe gerek yok.

0 yorum: