Efendi-2

 

 
  Karşıyaka'daki Karavokiri sahasının çevresi Türk ve Rum seyircilerle dolmuştu.
  Türklerin sesi sanki daha gür çıkıyordu:
  "Kaf Kaf Kaf, Sin Sin Sin... Kaf Sin, Kaf Sin, Kaf..."
  "Kırmızı Türklüğü, yeşil Müslümanlığı temsil etsin" diye seçilen, Karşıyaka Spor Kulübü'nün kırmızı-yeşil bayraklarını sürekli sallayan Türkler hiç susmuyordu.
  Maçın henüz başlarıydı; orta saha oyuncusu sağ iç İplikçizade Sadi, topu sağ açık Kadızade Rıfat'ın önüne attı. Meşin yuvarlağı kontrol eden Rıfat, Rum sol beki çalımlayıp, topu ortaladı. Rum defansının bakışları arasında top Rum kale sahası önündeki santrfor Ali Adnan'ın (Menderes) önüne düştü. Ali Adnan kaleciyle karşı karşıyaydı. Topa olanca gücüyle vurdu. Top kalenin epey üstünden auta çıktı...
  Hayatında ilk kez, o futbol sahasında yuhalandı.
  Kırılgan bir yapısı vardı; belki de bu olayın etkisiyle Karşıyaka Spor Kulübü'nden ayrılıp, yeni kurulan Altay'a geçmişti.
  Üstelik santrfor oynamayı da bırakmıştı. Futbolun yalnız mevkii, kaleciliği seçmişti!
  Futbolun yalnız adamı, yaşamın yalnızlığını çok tan öğrenmişti, üstelik daha on beş yaşındaydı...

Efendi, Soner Yalçın, sf 183


0 yorum: