Ben bittim. Orlando'luları düşünemiyorum, düşünmek bile istemiyorum. Orlando öne geçtikten sonra ve maç Orlando'nun lehine bitecekmiş gibi geçen her saniyede, olası Magic zaferi ardından buraya yazacağım şeyleri düşünüyordum. Hido 1 saniye kala şutu soktu, kafamdan neler geçiyordu. Mo salağına söverim, Pietrus'a methiyeler düzerim, Hido'yu tanrı yaparım vs...
Şimdiyse aklıma tek gelen, 2002 playoffları'ndaki o maç. Yani Lakers-Kings serisi 4. maçı. Staples Center'da. Seri 2-1. Son hücum. Kobe yükleniyor, Shaq uzanıyor, olmuyor. Divac dayı topu çeliyor. Top gidiyor, sanki beklermiş gibi orda dikilen Horry'ye. O da kaldırıp sokuyor. Sonra da malum artistik pozunu çekiyor. Sonra da ne Kings bir daha toparlanıyor, ne o seriyi alabiliyor. Horry sonra yüzük toplamaya devam ediyor. Hido da o kadar yukarılara çıkamıyor hiç. Hatta iki sezon sonra da Spurs'te bir facia yaşıyor;0.4. Yazık ulan adama. Kaçıncı bu.
İşte 7 yıl sonra hemen hemen aynı zamanlar, yine aynı şeyler. Tv karşısında kalakalan ben. Çok çok büyük ihtimalle Magic bunun travmasını atlatamayacaktır. 2-0 öyle büyük bir avantaj ve daha bir sürü şey olacaktı ki... Zaten Hido filan tamam da, bu maçta iyiden iyiye ben Magic tarafını tutar oldum. Gerek Varejao'nun (açıkça söylüyorum) orospu çocukluğu, gerek hakemlerin Cavs'i iyice kayırması, gerek sandığımız kadar iyi olmadıkları gerçeği... Ki Magic alsaydı, bu konu üstüne detaylıca yazacaktım.
Eğer bu maç da Magic lehine bitseydi, 17 Mayıs filan hikaye kalacaktı, bu geride bırakacağımız hafta, Türk spor tarihi'nin en büyük, en şanlı haftası olarak tarihe kaydolacaktı. Ama Lebron...
Rakı yok mu rakı?
xxx
Bu maçın kaybedilmesi pek sorun olmayacaktı aslında Magic için bir anlamda. Çünkü buradan alınabilecek ortalama avantaj alınmıştı zaten. Ama ilk maçı almak çok büyük bir ikilemi de beraberinde getiriyor:2.yi de almak için kasalım mı, yoksa salalım da evde mi işimize bakalım? Cavs sağolsun, o kadar gözümüzü boyamış ki ilk 2 turda, 2. maçın da pek ala alınabileceğini geç farkettik. İlk maçtaki senaryonun aynısı oldu. Mucizevi o basket olmasa, hem Cavs miti patlayacak, hem de Hidayet yarı-tanrı olmakla şereflendirilecekti. Ama böyle kaybetmek... Hido basketi attıktan sonraki birkaç dakika içinde neler neler geçmiştir Magic oyuncularının kafasından.
Belki 2-0'lık avantaj 2-2'ye de dönebilirdi, bilemeyiz. Fakat burda önemli olan Cavs'in aslında "ne kadar olduğunu" görmek. Onu da gördük. Gerisi gelir. Umarım sandığım gibi çok etkilenmemiştir bu son saniye vurgunundan Orlando tayfası. O kadar mühimdi ki 2-0 olması serinin. Basitçe düşününce, 4-0'a kadar yolu vardı bir kere. Bir aklınızdan geçirin:İlk 2 seride 10 farktan az galibiyeti olmayan, en fazla 85 sayı yiyen (rakiplerin kim olduğu önemli evet, ama yine de boru değil bu yazdıklarım, öyle bakın) Cavs'i süpürmek? Şampiyon olmalarına bile gerek kalmazdı herhalde.
Son 1 saniye oynanmadan önce KK, "The Shot"a benzediğini söyledi Hido'nun şutunun, ki haklıydı. Ama maalesef ondan daha fazla hatırlanacak bir şut var artık aynı maç içinde.
Anderson Varejao'ya da bir şeyler söylemek lazım aslında da. Neyse şimdi sabah sabah. Bir de çırağı var artık:Ben Wallace. İkinizin de...
xxx
Bizim o.4 hadisesi de var malum; çok kısa süre içinde arka arkaya iki maç kazandıran basketin atıldığı kaçıncı maç bilemiyorum ama, yakın zamanda ikinci, o kesin. Okuruz elbet bir yerlerde, Amerikanlar bulur onu da.