Güzel Formalar 66
Bu formayı seriye ne zamandır koymayı düşünüyordum, o arada bu resmi bulmam iyi oldu. Daha güzel oldu. Hiç milli takım forması gibi değil. Lacivertin tonu harika.
Fos
Dortmund uzun bir süreden sonra Şampiyonlar Ligi'nde yer alacak. Güzel düşünmüşler, Avrupa için farklı bir sarı formaları olacak. Ki zaten son sezonlarda sıkça 2 sarısı oluyor Dortmund'un. Sebebini bilmem. Alışıklar hani o açıdan. Ben zaten bu Avrupa için özel forma olayını severim, buraya koymamın sebebi o da, şu var bir de:Acaba o Şampiyonlar Ligi'ni kazandıkları dönem giydikleri -ve herkesin aklına kazınan- fosforlu sarıyı, bu Ş. Ligi forması için uygulayabilirler miydi? Görünce aklıma ilk gelen bu oldu. Zaten görselde arka planda da o günlerden kareler var.
O başarılı zamanları hatırlatmak açısından güzel olabilirdi. Tabii bu Dortmund taraftarlarının da aklına gelmiştir yani, çok zor değil. Aslında o yıllarda neden fosforlu sarı giydiklerini öğrenmek lazım. Belki de zevktendir. Galatasaray nasıl zamanla renkleri açtıysa. Belki.
Gör
İsimlerden bahsetmeye gerek bile görmüyorum. Etkilerini 90'lar gayet iyi gördü. Hala da görüyoruz. 3 cümledir görüyoruz. Amma da gördük lan.
Onlar
Orduspor'un formaları geçen sezon da fazlasıyla dikkat çekiyordu. Hatta resimleri derlemiştim ama, blogda yazdım mı-yazmadım mı hatırlayamıyorum. Bir 2. lig takımı için fazla kaliteli formaları vardı. Sarı katkısı çok dikkat çekiyordu geçen sezon, formayı "açan" ve ayrıca away forma rengi olarak kullanılan 3. renk olarak. Bu sezon o yok. Onun yerine away forma rengi olarak altın var. Desenli altın hem de. Kulübün armasında da yer alan üçgenimsi fındık motifi işlenmiş gövdeye, West Ham/Aston Villa usulu olanda ve altında. Bunu muhtemelen yönetim istemiştir, ki büyük artı puan. Helal olsun.
Her Süper Lig takımının en az 4 formalı kreasyonlara sahip olduğunu düşünürsek, 5'e varmamışlar en azından, ona bi'şey denemez, bokunu çıkarmamışlar. Fakat yine de 4 çok. Beyaz zaten 1. forma, ama sonraki çubuklu ya da mor ağırlıklıdan birini hiç dahil etmemek daha doğru olabilirdi. Beşiktaş'ta da benzer bir sıkıntı var. Ya burada çubukluyu hiç yapmazsın, ya da çubukluyu mor ağırlıklı bir çubuklu yapar, diğerini giymezsin. Böylece çok güzel, birbirini tekrar etmeyen 3 forman olur.
Umbro-Ordu ortaklığının 2 sezondur güzel sonuç verdiğini görüyoruz. Bu formalar da -ligde kalırlar, kalmazlar bilemem- bir Süper Lig takımına yakışır formalar. Tabii şimdi Ordu deyince Culio falan, neyse. Culio'yu tanıtırken de geçen seneki çubukluyu giydirmişler, allah allah.
Worthy
Magic, Isaiah, Dumars, James Worthy. Harika resim. Kolpadan bi' feerpıley var ama yemezler, az sonra kemik sesleri gelecek.
Yagami
Tam da altına "çok kimlikli futbol dünyası'ndan ilginç bir kare" yazılacak fotoğraf ha. İspanyol (Katalan?) Barcelona'da bir Venezuelalı. Alman Bayern Münih'te bir Japon. Falan.
Erikli
Zamanı geçmeden Bursa formaları hakkında bi'kaç şey karalayalım, sonra geç kalıyoruz, olmuyor. Gerçi düzgün toplu resim bile yok. Böyle yazacağız artık.Geçen sezon en azından bi' tane yeşil ve beyaz haricinde renk kullanılan formaları vardı. 5 kere giymediler sanırım. Boşuna yapılmış oluyor işte. Tabii bunu söylerken, bu sezonki şu griye çalan, kirli beyaz demeye yakın, beyazımsı formayı nereye koymak gerek bilmiyorum. Eğer o "gri"yse, 3. bi' renk var demektir. Ama karışık mesele. Çünkü o formada kullanılan kalıp, şu geçenki Afrika Kupası'nda Puma'nın herkese dayadığı, sağ omuzun gövdeden ayrı bir parça olarak tasarlandığı forma, ve o kısım daha açık beyaz. yani orası olmasa, rahatça beyaz denebilir belki.
Hadi o gri, ve 3. renk var diyelim. Neden ana renklerden birine -beyaz- çok yakın bir 3. renk? Neden siyah falan değil?
Diğer beyaz, bu sezon Puma ile anlaşmalı takımların çoğunda gördüğümüz, geçen sezonki Tottenham içsaha formasının bir benzeri, üvey kardeşi gibi (öeh). Dümdüz, ekstrası olmayan bir çubuklu, ayrıca da Fildişi Sahili'nin yeşiline benzeyen, enine yeşil-beyaz çizgili forma. O noktada da bazı belirsizlikler var. Aynısı denebilir mi, yoksa çizgilerin kenar kısımları dağınık yapılmış, farklılık var denebilir mi, bilemiyorum.
Zaten göğüs reklamı olmayınca böyle bi' boşluk, bi' rahatsızlık var. 4 formada sadece 2 renk görünce, bu hisler pekişiyor.
Drapery
Pique'nin her zaman uzun kollu formayla sahada yer aldığını fark etmişsinizdir. Kış ya da sonbahar hadi neyse de, en sıcak ya da havanın en güzel olduğu zamanlarda bile uzun kollu formayı tercih ediyor. Onun haricinde uzun kollu formayla özdeşleşen çok kimse yok sanırım, Beckham var misal.
Dün Bayern Münih maçı esnasında Barcelona temalı twitter hesaplarından birinden şöyle bir tivit atıldı. "Oha" dedim, tamam neredeyse hep uzun kollu giyiyor da, sadece 2. defa olduğunu okumak çok ilginç.
Çok net olmasa da, formanın kısa kollu olduğunu anlayabiliyoruz.
Hemen gittim bi' Gıgıl açtım, sadece "Gerard Pique" yazdım. Bütün resim sonuçlarına baktım. Ayrıca 1-2 başka arama. Kısa kollu formayla göründüğü resimler aha da şunlar:
Bu resim, sağ kolda La Liga logosunun olmamasından -ve atmosferden de- belli olduğu gibi, bir hazırlık maçından. Pep'in ilk sezonu olan 08-09 sezonu başlamadan evvel.
Konfederasyon Kupası'ndaki Irak maçı. Burada kısa kollu giymesinin sebebine (daha doğrusu ihtimal) aşağıda değineceğiz.
Bu zaten imzadan sonraki tanıtım. 4 sezon sonra dönüş vs. O sezonun "öyle" geçeceğini nereden bilebilir. Sadece dönmüş olmak bile ona yeterdi belki o sene.
Ve bahsettiğimiz tivitte adı geçen maç. "2010 Gamper Kupası maçı" diyor fakat, özel formaların giyildiği maç, 2009 Gamper Kupası maçıydı, yani City ile oynanan ve 1-0 kaybedilen. Orada Pique'nin Barça'ya döndükten sonra ilk kez kısa kollu forma giydiğini söylemişler. Sanırım o maç özelinde mecburi bir durum var. Çünkü resimlere bakarsanız, o maçta bütün Barcelonalı oyuncuların kısa kollu formayla sahada yer aldığını görüyoruz. Herhalde mevsim yaz olduğu ve tek maçta giyileceği için (o formayla ilgili bi' organizasyon, bi'şeyler vardı, hatırlayamadım lan. "Mes" muhabbeti filan) herhalde uzun kollusunu üretmediler ve Pique de mecburen kısa kollu giydi-maçtan resmini bulamadım.
Benzer şekilde, yukarıda yer alan Irak maçında çekilmiş resimde de aynısı olabilir. Yaz diye belki de, hiç uğraşmadılar uzun kolluyla falan.
Şimdi nereye geliyoruz peki? Şuraya. Gerard Pique i Bernabeu, iki hazırlık kupası maçı (09 Gamper Cup, City ve 11 Audi Cup, Bayern) ve bir hazırlık maçı (ilk resim, kimle oynandığını bilmiyoruz) haricinde bütün maçlarda, yani başka bir deyişle de, (2. döneminde) Barcelona ile çıktığı bütün resmi maçlarda uzun kollu forma giymiş. İstikrar açısından takdir edilesi. Belki de totemvari bir durum var ortada.
Ha bi' de bu var, sponsor muhabbetleri sanırım. Maç harici.
Edit:YT nickli arkadaşımız "Sami Yen'deki İspanya maçında da" kısa kollu giydiğini söylemiş. Bir de gol attığını eklemiş. Ama sanırım maçları karıştırmış, çünkü gol de, kısa kollu da orada oynanan maçtaymış. Buradakinden resmini bulamadım. Yine de teşekkürler.
Edit 2:Barışcan Çetin arkadaşımız da twitter yoluyla bu fotoyu gönderdi. Amerika turundan. Sanırım son maç.
24
Az önce Işıl Alben Twitter hesabından şöyle bir fotoğraf paylaştı-yukardaki foto yani. Tivitte de "keyifle dinlenmece :)" yazıyor. İşte artık müzik, kitap falan. Ipod'un içinde ne var, bahsini etmedikçe bilemeyiz. Ama kitabın ne olduğunu görebiliyoruz. Elif Şafak'ın daha geçenlerde çıkan kitabı İskender. Şurda kendisine bir posta saydırmıştım ben. O yetmez aslında ya, neyse.
Şimdi burada önümüzde iki seçenek var:
1. "Helal olsun be. Genelde bizim sporcular okumaz etmez. Kız boş vaktinde okuyor, harika" demek. Övmek.
2. "E okuyosun ablacım iyi hoş da, başka kitap mı bulamadın. Ala ala şu popüler kültür fıskiyesinin kitabını mı aldın. Bu mudur çap?" demek. Tersten gidip, sallamak.
Ben tam ortadayım. Hani bu kitabı görmemiz, Işıl'ın normalde okuduğuna işaret olmayabilir de. O da var. Böyle yalandan okuyor gibi görünmek isteyen çok kişi var etrafta-hala. Eskiden daha fazlalardı tabii. Artık "ben okumayı sevmiyorum abi" diye çıkıp, ciddi ciddi bunu savunan insanlar var bu ülkede. Neyse. Ufaktan da olsa "okuma niyeti" var, bu kesin. Ama işte az daha kaliteli şeyler okumaya doğru ilerlerse, daha seçici olursa bir zaman sonra, çok seviniriz.
Bir gün şu okuyan futbolcu ya da sporcuların dökümünü yapsak sağlam şekilde. Tek tek zaten değinmeye çalışıyorum da, şöyle toplu halde filan...
Crown
Amınakoyim böyle resimleri koyarken hiç emin olamıyorum daha önce yayınlandı mı, biliniyor mu, ne halttır. Ama sikerler, bunu koyarım, çok güzel resim. Cruyff'ün tek Feyenoord -ve oyunculuk kariyerinin de son- sezonundan.
Dodge
Blogun ilk zamanları. O zaman daha tabii "Barçamania" filan yok ortada. Efendi gibi tutuyoruz takımı. Herhangi bir tiksinti yok... İşte durum pek iyi değil. Gençler çıkıyor hafiften. Ben de şimdikinden daha sık şekilde Barça ile ilgili postlar atıyorum. Bu hatta blogun ilk postlarından, aha şu yani. Seviyordum veletleri. Zamanla Bojan'ı daha çok sevdim. Bizim Aydın'a duyduğum sevginin bir benzeri gibi. Nerden bilebilirsin ki, onu Barcelona'da A takıma çıkartan hocası sayesinde Gio da -döndü dolaştı- bize geldi. Keşke kalsaydı. Şimdi her La Liga özetlerinde imrenerek izliyoruz-seneye nerde izleriz artık bilmem. Milli takımdaki gollerinde "Ah mınakoyim" çekiyoruz.
Çok uzatmayayım, o dönemde Messi'nin arkasından ya da Messi'yle birlikte kulübün geleceği olarak görülen bu iki genç adam da artık Barcelona oyuncusu değil. Gio artık imkansız da, Bojan'ın geri geleceğini umuyorum. Pedro'nun 2 sezonluk inanılmaz çıkışı Bojan'ı fena yedi. Ama hala umut var. Hem potansiyeliyle alakalı, hem de zaten Barça toptan umudu kesmediğini, Roma ile yaptığı karmaşık anlaşma ile göstermiş durumda.
Şimdi postun sonu böyle bitmemeli, haber yazar gibi oldu lan. Neyse.
Thordendal
Büyük utanç içindeyim. Kafayı bozup meydanlarda kitaplarını mı yaksak ne yapsak, nedir abi bu haller. Neyin peşindesin abla?
İlk baskı 200.000 bir de. Eminim satar da o kadar.
Nayki
Galatasaray'ımızın yeni sezon formaları tanıtıldı. Hepiniz görmüşsünüzdür. Bizim yan sanayide bu konuyla ilgili bayağı bi' olaylar çıktı. Bolca küfür de yiyoruz, "canınız sağolsun" diyen de var. Çoğu taraftar isyanda, "nasıl olur" falan. Oradan da üstüne basa basa söyleyeceğiz, ama ben buradan da dile getireyim:Nike ile şubat ayı başında anlaşıldı. Düz mantıkla, "şubat başından temmuz ortasına kadar yapılır, ne var ki" diyor insan, ama öyle değil işte. Önümüzdeki sezon formaları için şu anda çalışılıyor bile. Bu işler uzun bir sürece yayılıyor. Bunu anlamak lazım. Bunu anlamadan edilen bütün laflar saçmalıktır. Şu anda çoğu kişi hala bunu bilmiyor. Gelişine sallıyor. Bu sezon sadece sarı forma için özel muamele var. Önümüzdeki sezon, Galatasaray da diğer büyük Nike takımları gibi, özenle üretilmiş/tasarlanmış formalara sahip olacak.
Bu yeni formalarla ilgili, daha öncekilerde de olduğu gibi burada yazmayacağım. Orayı zaten bilen biliyordur-bilmiyorsan da öğrendin. Orada bu yeni formalarla ilgili analizdir, ayrıntılı resim-incelemedir, her şeyi bulabilirsiniz. Burayı karıştırmak gereksiz. Anca işte link veririz, arada hatırlatırız filan.
Serdar
Adam NBA'in en iyi takımlarından birinde yıllarca top oynamış, arkasında ''ehh işte'' diyebileceğimiz bir NBA kariyeri bırakarak Efes'e gelmiş, ama gördüğü muamele ; ''Sharapova'nın Nişanlısı'' mağrurluğunda. Onu geçelim adamı bir de oyun kurucu yapmışlar haberde...
Aynı haber, aynı başlıkla Milliyet gazetesinin internet sitesinde de mevcut. Orada da yine ''Sharapova'nın Nişanlısı'' ifadesi kullanılmış Vujacic için, ancak Milliyet editörleri biraz araştırma yapmış Sasha hakkında ve oynadığı pozisyonu doğru olarak yazmayı başarmışlar! Aslında bu kadarına şükretmemiz lazım, şu haber magazin sayfalarında da yayınlanabilirdi. Ne diyorduk? ''Yaşasın Özgür Türk Basını!''
Sözlü Tarih Arşivi
Yan Sanayi
Şunu Bi'
Kirli Yüzlü Melekler