Kepenk


Merhaba. Miami Heat son 3 maçını kaybetti. Daha kötü günlerini de göreceğiz inşallah.

Retro 163

İrin


Herhalde günde birkaç saat internette olup yüzlerce yeni gelişmeden haberdar olmanın karşılığı, arada tek tük, ama bazen de önemli şeyleri duymamak oluyor sanırım. Neredeyse 1 hafta sonra duyuyorum bunu mesela.

Yurolig tarafından şort boyu kısıtlaması gelmiş sezon başı, Taurasi de manyak gibi ceza ödüyormuş. Hani ona çok koymaz filan, ama abi; manyak mısınız amınakoyim, sizin ben aklınızı sikeyim ya. Abla da "ben böyle rahat ediyorum, öderim ne yabayım" demiş. Biri "dress code" getirir, kenarda illa sik gibi resmi takılacaksın. Yok "şort dizi geçmeyecek". Burdan ise "kadınsı" kural gelir. Ulan mevkisini siktiğimin adamları ya, allah bilir kimin başının altından çıkma.

Foto da ne güzel oldu: "Ne diyonuz amınakoyim?"

Risp


"Rengimiz belli hacım"

Retro 162

Arazöz


Geçen sene bu Inter formasının az derdine düşmedik. Oysa ki bu ablamız çözmüş taa ne zaman.

Arma her sene var abi, bir sezonluk da aşağı koysaydınız (oha).

Kadir Doğulu


Her sezon mutlaka ''nereden çıktı lan bu lavuk'' denilen adamlar peydah olur NBA'de. Genellikle alt sıralardan seçilen ve kendilerinden beklenilmeyen ölçüde katkı veren herifler bu kategoriye girer benim nazarımda (Örn: Landry Fields). Bu sene üniversiteye hazırlanma belasından ligi pek takip edemesem de, her maçın istatistiklerine bakmaya özen gösteriyorum. Maç izleme olanağım pek olmadığımdan çaylakları ve hala bi' balta arayan sap aylakları ancak istatistik kağıdından takip edebiliyorum. Son birkaç gündür BJ Mullens dikkatimi çekiyor. Nasıl çekmesin, herif sürekli olarak çift haneli sayılarda takılıyordu. Mullens'ı tam anlamıyla tanıyordum dersem yalan olur. Scott Brooks sağ olsun pek tanıma şansı vermediğinden, herifi hep ''OKC'nin Beabouis'i kaybetme sebebi'' olarak gördüm. Açıkçası hiç de izlememiştim. Bobcats'in genelde ''gazozuna'' yaptığı maçlarda bu kadar sivrilmesini de normal karşılamıştım. Taa ki geçen gün oynanan Atlanta maçına kadar. Herifi bir maçla göklere çıkarmayacağım ama gerçekten oynadığı oyunla sempatimi kazandı. O maç 17 sayı attı Mullens ve gerçekten kusursuz oynadı. Hani ''işte benim adamım'' türünden bi' nitelendirme vardır ya... Heh ben o nitelendirmeyi bu sene Mullens için gönül rahatlığıyla kullanabilirim. Hiç kuşkusuz, bu sezonun en büyük underratedlarından birisi Mullens. ''Adam olacak bu çocuk'', takipte kalın efenim.

Kafa

Retro 161

Kumiko

Bayağı geç kaldık, ufaktan Euro 2012 ve Afrika Uluslar Kupası formalarından bahsetsek güzel olur. Ya da diğer yeni formalardan. Turnuvaya katılmayacak olanlar da var. Mesela bizim Milli takımın formalar da yazın tanıtılır sanırım.




Neden bilmiyorum ama, turnuvası olmayandan başlayalım. Japonya 2012-2013 iç saha forması. Direkt dalayım: gördüğüm en kötü formalardan biri. Olacak iş değil amınakoyim. Her forma muhabbetinde olduğu gibi "elbet bunu da seven vardır", bu işler özneldir, demeyi de ihmal etmeyeyim. Sonra "sana ne lan göt, ben sevdim" diyenler oluyor.

1. Japonya milli takımı'nın ilk rengi mavi, malum. İç saha formaları ya mavi forma/mavi şort, ya da mavi/beyaz şort olur. Bazen de formada kırmızı eklemeler olur filan. Bu kez maviyi laciverte çevirip, yanında az maviyle sunmuşlar. Omuzdaki üç bant da beyaz gelmiş -ki bu normal. Ama bir de ortadan kırmızı şerit geçirince, iyiden iyiye karman çorman bir manzara. Kulüp takımında göze batmaz belki de, milli takım forması için fazla karmaşa.


2. İlk mi bilmiyorum ama -olması muhtemel- federasyon logosunun yanına, Japonya bayrağını da eklemişler. Renk karmaşasına ilaveten, bir de "ön konsol" kalabalıklaşmış. Neden koyuyorsun abi bayrağı oraya. Hatta orada bir de "Japan" yazıyor filan.


DURUN DAHA BİTMEDİ. Dayılar son Dünya şampiyonu olan Kadın milli takımı için de aynı formaya karar vermiş. Ama 2 değişiklikle:

1. Son Dünya şampiyonu oldukları için, (Erkek futbolunda da olduğu gibi) sağ tarafta bir altın logo var. Ve bu, zaten kalabalık olan görünümü iyice...

2. Ortadaki o kırmızı şeridi, pembe yapmışlar hacım. "Kadınsı" bir rötuş. Yukarıda dediğim gibi, daha sade bir forma olsa, bu pembe şerit de daha olumlu karşılanabilirdi. Ki yine karşılanır az-çok. Çok görülmeyen şeyler bunlar. Acaba daha önce var mıydı pembeli formaları? Neyse üşendim şimdi lan.

Ben şeye benzettim bunu, hani NBA'de olur, kadınlar ve genç kızlar için, takımın formasının pembe (ya da beyaz-pembe) versiyonunu yaparlar. Salonda çok göze çarpmıyor ama, elbet alan eden vardır.

Retro 160

Kovalak


"Murat Bardakçı hocamdan gördüm, beğendim. İnşallah bundan sonra hep bu göyneklerden giyeceğim"

Lebron James

Nerden Nereye 72

Honduras


Ne kadar bilinir bir yer bilmiyorum ama, ben yeni rastladım. Başta üstteki olmak üzere, harika şeyler var. Parayı basıp almak lazım bazılarını. Şurdan.

Retro 159

İncunabula


Birçoklarının dikkatini çekmiştir elbette. Napoli bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde, ligde giydiği iç saha formasının farklı bir versiyonunu kullanıyor. Aslında farklı versiyon da denemez 3 ufak değişiklik var Ş. Ligi formasında. Onlar da, aşağıdaki gibi:









Bunu isteyen üretici firma Macron mu, yoksa Napoli kulübü mü bilmiyorum ama, tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak bir takım için gerçekten takdir edilesi bir hareket.



Şampiyonlar Ligi için ayrı iç saha forması da çok rastlanan bir şey değil. Yapan takımı takdir ederim ben hafız. "Cl Kit" diye 3. formayı sunuyorlar sezon başında, ama o bambaşka. Mesela 05-06'da da Liverpool yapmıştı, yine altın katkısıyla. Kupanın üstüne. Yıldızlar falan vardı.




Edit: Sportman uyardı, nasıl unuttuk, en başta Sevilla var. Sonra Bayern Münih.

Larissa


Ne çileler çekti bu NBA. hey gidi...

Retro 158



Evet, ta kendisi.

Fabrik


Şimdi Amiral var, Kerr var, Tony Parker da var. Parker 01-02'de geldi. Robinson da 02-03'de bıraktı. Bu kart ya 01-02 sezonundan, ya da 02-03, 2. şampiyonluğun olduğu sezondan. Acep hangisi.

Kesin



Kesin Ofsayt 2001'de ilk basımı yapılan bir kitap. Başka da basımı olmamış -doğal olarak. Yani 1000 nüshadan birini buldun, buldun. "Buluru var mı" peki, evet. Kitapyurdu'nda var, Nadirkitap'ta da var. Öhm neyse.

Türkçe'deki futbol kültürü üstüne yazılmış bütün kitapları okumuş değilim, ama bu kitabın en önemlilerinden biri olduğunu söylemek için, hepsini okumaya gerek yok gibi. Eğer yamulmuyorsam, bu konu(lar) üstüne pek kitap yok bizde.

Kitabın en çarpıcı kısımları, televizyondan futbol maçı izlemekle, stattan izlemenin ne kadar farklı olduğunun uzun uzadıya anlatıldığı, bir maçı televizyondan izlemeye oturmuşken, aslında bize nelerin "izletildiği"nin anlatıldığı ilk bölümler. İlaveten, spor programları hakkındaki eleştiriler de çok sağlam ve, açıkçası insan şaşırıyor, taa 2001 yılında bile vaziyet ne haldeymiş aslında.

Kitaptan çokça alıntı yapacağım, burda kalabalık etmesin. Eğer bulabilirseniz, kesin okuyun derim. Yani çünkü, medyanın futbola, hatta daha genel olarak, spora etkisinin çok da farkında olmuyoruz. Zira zamanla alışıyoruz, farketmiyoruz. Bu kitap, biraz da olsa, o sinsice bünyeye yayılmış olan medya bağışıklığını kırmakta yardımcı olabilir.

Retro 157

Hmpfs


Fenerbahçe-Trabzonspor maçı öncesi, Twitter'da bakınırken, "oha Burak'a bak adskhdakh", "Burak ne yapmış lan" gibisinden bir sürü tivit okudum. Ben ve maçı izlemeyen birçok kişi de haliyle, "ne olmuş abi?" diye sorular yağdırdı. O anda caps fırlatan olmadı, ama ertesi gün gördüm ne olduğunu. Bundan önceki bir maçta daha aynı manzara vardı, ama sanırım derbi olunca daha çok dikkat çekti.

Çok basitçe; sene olmuş 2012, abi koca kulüp, Şampiyonlar Ligi'nde oynayan bir kulüp, oyuncularına bordo badi giydiremiyor mu? Bunu, ilk olarak kısa kollu forma altına giyilmeye başlandığı dönemde sık görüyorduk, işte bizimkiler, parçalı altına beyaz badi giyiyordu falan. Sonra daha da oturdu, ama hala şu tip örneklere rastlayabiliyoruz. Bir de koca Nike ile çalışıyorsun. Piiii. Bu nedir abi böyle.

Muhi


Geçen haftanın Uykusuz ve Penguen'ine 2. baskıyı yaparken, arka sayfalardan birinde ne göreyim: "Yakında: Cihangirde Bi Ev. 3 kitap aynı anda (Tüm bölümler)". Sonrası halay...

Bir kere, hala haberdar olmayan, ya da haberdar olup da denk gelmeyen vs. varsa, bir kez daha şiddetle önereyim. Ülke mizah tarihinde yapılan en iyi işlerden biri. Artık çizilmiyor olmasına rağmen öneriyorum, öyle bi'. Hatta Oky çizmeyi bırakalı 4 sene falan oldu. Zaten Uykusuz'un ilk zamanlarında seyrek çiziyorken, Metin Demirhan'ın ölümüyle, bir daha hiç açılmamak üzere kapattı bu faslı.

İlaveten, ilk kitabı bulmak büyük zor iş. Ki 2. kitap da Idefix'te bile yok şu anda. Ha zorlasan bulunur. Bende ilk kitap yoktu, sonra işte Lombak ciltlerini toplarken ilk maceraları da okudum zamanla, ama cilt başka şey tabii. Şimdi bu haber harika oldu. Ha, ben gene ilk cildin ilk baskısını ararım, o başka.

Böylece hem 2. kitaptan sonraki maceralar da derli-toplu bulunabilecek, hem de 1 ve 2. ciltlere kolayca erişilecek.

Yine aynı sıkıntı, şu çizgi öykünün ciltlerinin kapaklarının Google'daki görsel sayısı bile onu aşmıyor. O yüzden normalde dikkat etmeme rağmen, bu kez mecburen üstünde Ide(e)fix(e) logolu görsel koydum post için.

Son olarak da, görsel için bakınırken şöyle bi'şey buldum. Ama geri kalanı hakkında hiçbir fikrim yok. Varsa da umarım bulurum. Bulursam paylaşırım.



Tarçın


Eğer lokavt bitmese, geçen haftasonu farklı formalar altında karşılaşacaklardı. Değil kader, Stern bile engel olamadı buna.........

Retro 156

Puskas


Ah be abla, arkadaş ortamında şu espri yapılsa, karşı mahalleye kadar kovalanır, sen bir de öyle yazıp maça götürmeler falan...

Esnaf

Zevkten de öte, NBA tarihinin en tuhaf forması belki bu. 03-04 sezonunun açılış maçında Lakers'a karşı giyilen bu gümüş forma, bir daha hiç giyilmiyor. Aynı Fenerbahçe'nin yine ligin ilk maçında İbb'ye karşı giyip, yenildikten sonra (bir maç hariç, kupadaki Urfa maçı) giymediği turkuaz gibi.



Maçın kaybedilmesinin, formanın rafa kaldırılmasıyla alakası olduğunu pek sanmıyorum. Hadi 1-2 defa daha giyilirdi belki. 109-93 kaybediyorlar maçı. Ki o sezon da, Antawn Jamison, Antoine Walker (...lan?) falan gelmiş, yıldızlar yıldızlar. Herhalde "fazla parlak" geldi forma. Geçen sezon Beşiktaş'ın griden gümüşe çalan forması gibi.



Eğer bu kadar parlak olmasaymış, arada bir giyilen 3. forma konumunda kalabilirmiş. Sonuçta mavi ve beyaza "giden" renktir gri. Muhtemelen Cuban maçtan sonra, "sizin gibi takımı da sikerim, üstünüzdeki formayı da. Bir daha bunları görürsem hepinizi Milwaukee'ye sürerim" dedi, ve olan oldu.

Retro 155

Mendirek


Maçı izlemedim, ama bittikten sonra fotoğrafları görünce, aklıma hemen, evvelki sezon Old Trafford'da oynanan Manutd-Pool maçı geldi.



Genelde United'a karşı beyaz altına koyu şortla çıkan Liverpool, bu kez 3. formasını, açık renk şortla birleştirerek sahaya çıkmıştı. Ve bu kombinasyon, benim tüm zamanlarda en çok hoşuma giden formalardan biri haline gelmişti. Ki zaten çok az giydiler bu şekilde sanırım.



Eğer iki takım çorapları farklı giyse, yani Fenerbahçe laci çorap, Trabzon da açık mavi çorap giyerek sahaya çıksa, birebir bu maçın aynısı olacakmış. Bu güzel forma manzarasına önayak olan da, yine Trabzon gibi görünüyor.

Aumann






Bu sezonun ilk gününden, Türk taraftar manzaraları. Yücel'e teşekkürler.

Nerden Nereye 71


Tafra



Dün manyak gibi maçlara atladık tabii. Büyük açlık vardı. Nihayet "sevgililer kavuştu". Dallas-Miami maçının başında, her zamanki gibi şampiyonluk flaması asıldı, coşkulu hava falan. Ama sonra farkettik ki, bir yenilik var. Mavericks formalarında, daha önce Finallerde formaya dikilen şampiyonluk kupası vardı- ki Finaller logosu da değişti önceki sene. Muhtemelen yeni bir uygulama. Ama, net bir bilgiye sahip değilim. yani bu bütün sezon mu sürecek, yoksa ilk maça özel bir şey mi, ikinci Dallas maçında herhalde anlarız. Eğer kalıcı ise, şahsen hoşuma gider. Şampiyonun kim olduğunu belirtecek özel bir sembol, hoş olabilir. Son premier League şampiyonunun formasındaki EPL logosunun altın renginde olması gibi.


Edit: 1. Gerçekten ilk maça özel bir uygulamaymış. O da olur.
2. Pepino ve mstar1 sağolsunlar, yorumlara yazmışlar, göğüsteki Dallas yazısının da etrafında ince altın bir şerit var. İlk fotoya dikkatli bakınca görülebiliyor, ya da büyütünce. O da ilk maç içinmiş. İkinci resimde -dünkü Denver maçı- görülmüyor.

Söbü


Yemin ediyorum koca ligde cornrowlu adam kalmadı. Gidip birilerine el altından para vereceğim en sonunda. Son kalelerden biri de yıkıldı. Ne yapacağız bilmiyorum Refik abi.