Retro-Spurs 11


Abdullah


Başka maçlarda giydiler mi bilmiyorum da, Kasımpaşa maçında seremonide üstlerinde gördüm ilk kez. Real Madrid'in bu sezon maç öncesinde kullandığıyla aynı. Ama renk tercihi yüzünden, arada bayağı kalite farkı var gibi görünüyor. Griyi falan daha fazla kullanabilirlerdi belki.


El-Kol 14


Tam "ulan kale 1.5 ay sende, bırak makara-kukarayı da işine bak" denecek haller Pinto için.

Retro-Spurs 10



Bıdık



Az çok formalara dikkat eden insanlar, hatta formalara bile değil takımlara aşina olan insanlar, sızan 2014 Dünya Kupası Milli Takım formalarını görünce bir gariplik olduğunu anlamışlardır. Hep bildiğimiz takımlar bilmediğimiz şekilde fotoğraflarda, hazırlık maçlarında karşımıza çıkar oldu. Önce neymiş bu değişiklikler, ona değinelim azıcık.

Mesela Almanya düz beyaz forma yaptı. Siyah şortsuz bir Almanya forması gördük, hem de normalde beyaz şort giymesi gereken İtalya'nın mavi şort giydiği bir karşılaşmada gördük bunu. İspanya dümdüz kırmızı formalar ile tanıtım yaptı. Messi beyaz şort, beyaz çorap ile tanıttı yeni "klasik" çubuklusunu. Bunlar şimdilik resmi tanıtımlarda görüp de şaşırdıklarımız. Kim bilir, daha fazla takım formasını tanıttıkça neler çıkacak karşımıza.

Bir kaç hafta önce forumda bu garip durumun bir Fifa kuralı olduğu yazılmıştı, hadi len dedim ben içimden, bu kadar da bokunu çıkartmazlar diye düşündük tabi. Ancak gerçekten böyle bir durum varmış, Fifa'nın kitapçığında yoruma açık olsa da, rakiplerin formalarının hiç çakışmaması için böyle bir değişikliğe gittiğini görüyoruz. Kafamızı karıştıran durumlar da var tabi, onları da yazarız.


Kural kitapçığına göre takımların bir forması koyu tonlarında, diğer forması ise açık tonlarında 2 farklı renkten oluşacakmış. Benim yorumlamam şu (örneklere de bakarsak); forma üstleri için koyu ve açık 2 renk şartı var, şort, çorap kitlerinde ise koyu ve açık 2 farklı ton zorunluluğu var. Yani dümdüz formalar ve kitler görmeyeceğiz. Ancak Kolombiya, Kamerun gibi üst-şort ve çoraplarda 3 farklı renk kullanan takımların bu geleneksel kitleri yalan oluyor yeni kuralla. Arjantin, Almanya gibi 1. kitleri açık üst, koyu alt (ya da tam tersi) olan takımlar ise formadaki hakim renk ya da tondan şort-çorap giymek zorunda kalıyorlar. Bu tabi 1. kitleri olarak geçecek turnuvada. Yani ilk olarak bu kombinasyonu giymek zorundalar. Ancak maçlarda karışma/karışmama durumuna bakarsak 2. kit olarak forma-şort-çorap kombinasyonları yapabilecek takımlar hakem izniyle. Yani Almanya'yı beyaz şorta mahkum etmeyebilirler her maç, fakat klasik kombinasyonu olan beyaz üst siyah şortu giyebilmesi için dış saha formasının mutlaka siyah şortunun olması gerekiyor, bunun için de dış saha formasının ya çok koyu bir forma olması lazım, ya da direkt siyah olması lazım. Aksi halde siyah şortları olamayacak Almanya'nın. Daha belli değil 2. formaları, göreceğiz.


Arjantin'in ise dış saha forması da görücüye çıktı. Lacivert üst ve şortu da lacivert. Yani Dünya Kupası'nda geleneksel Arjantin'i göremeyeceğiz bu kesinleşti. En fazla çubuklularının altına lacivert giyebilecekler hakem izni çıkarsa, yoksa turnuvada 1. kit olarak belirlenen yukarıdaki kombinasyonu kullanacaklar. (Arjantin siyah şort ve çorap da tanıttı ancak giyilebileceğini sanmıyorum, kural öyle diyor. Ya da lacivert formalarının kombinasyonunu turnuva için siyah şort-çorapla yapacaklar, esas Arjantin'i görebilmek için yol açacaklar)

Ev sahibi Brezilya da esas kombinasyonunu birincil kombinasyon yapamayacak bu kurala göre. Sarı-beyaz-beyaz giyecekler yüksek ihtimal. Ancak onların da lacivert bir deplasman kültürü hali hazırda var zaten, bu formanın lacivert şortunu sarının altına hakem izin verirse giyebilirler. Birinci kitleri olamasa da klasik kitleri bu turnuvada, hakem izniyle bir kaç maç görürüz muhtemelen.



İspanya biraz kafamızı karıştırdı. Düz kırmızı tanıttılar formalarını ancak koyu bir lacivert ile giyebilirlerdi iç saha formalarını sanki. Koyu-açık ton ayarını birbirine yaklaştırsalardı klasik kombinasyonlarına izin çıkardı diye düşünüyorum. Örneğin Kolombiya'nın dış saha forması koyu kırmızı+siyah+kırmızı şeklinde. Demek ki İspanya değişiklik istemiş ancak kafamızı karıştırdı ipneler.

Bu tip kurallardan tiksiniyorum tabi. TV'de milletin göz zevki kaçmasın diye yüz yıllık gelenekleri hiçe sayıyor götler. Önce sırtın düz olma kuralı getirildi, şimdi de bu. Umarım bu kuralı UEFA kullanmaz, kulüpler için ise hiç akıllarından dahi geçirmesinler. Olay çıkar çünkü.

Umarım kuralı anlayabilip anlatabilmişimdir.

Kitapçığın alayı burada. 

Nerden Nereye 132



İnşa



Şampiyonlar Ligi seviyesinde böyle bir şey görmek hoş değil. 3 sene sonra aynı çorabı giyiyorlar. Sorumlusu kimse, ayıp yani.

Tayvan


Bu "kollu forma" işinin boku çıkmaya başladı. Christmas maçlarına özel forma üretilmesi hoş (hatta geçen seneki "monochrome" formalar çok şıktı) da, bu kol olayı nedir ya? Piyasanınızın da amına koyim, sektörünüzün de. "Bu sezon 5 takım kollu forma giyecek" diye yazın duyulmuştu, seneye 15 yaparlar.


Bizimki de bu şekilmiş. Bulaşmasak iyiydi. Reklamı da izlemişsinizdir, hoş olmuş. En azından orda yokuz. Bu da bir şey.


Ulu


Cins Amerikanlar baksın bakalım, daha önce de bu tip bir şey gerçekleşmiş mi. Varsa bu gece bir şekilde öğreniriz zaten. Çok ilginç. İşin içinde CIA falan olabilir. Ya da Ahmet Çakar.

(Burak Uçmalıoğlu'na teşekkürler.)

Alakasız not: Warriors çok güzel takım olmuş. Bogut ciddi sakatlık geçirmezse Batı Finali falan rahat gelebilir.

Junkyard


Dün gece Minnesota-Clippers maçında bir istatistik verdiler. Şu anda en uzun süre Play-off yapamamış durumda olan takımlar. İlk sırada Minnesota, 9 yıl. Ardından Kings, 8 yıl. Sonra da Toronto ve Wizards geliyor; 5 yıl. Hemen aklıma 2004 2. turu geldi. Garnett'in Wolves ile zirve noktası. O Kings'in ise son demleri. Bu seriden 5 sene sonra, iki taraf da darmaduman oldu. Şimdi -belki- yeni yeni silkiniyorlar. Bir daha ne zaman ikisi de oralarda rastlaşır, bilinmez.


Retro-Spurs 9


Yort


Dün geceki Pacers-Nets maçından. Fütursuzca gidip Nets benchinin hizasına oturmuş dayı. Pierce gördükçe şalterler atmıştır. Maçı da verdiler, gidip dalmadı allahtan.

Ama asıl mesele aşağıda. Beter olun amına kodumun suratsızları.




Silverado



Melih Gümüşbıçak formasının arkası ligde düz olmayan, klasik şekilde çubuklu olan Sunderland için yukarıdaki kelimeleri kullandı az önce. Lig olarak ne kadar gerideyiz bilemem de, forma kültürü olarak 350 sene falan gerideyiz Melih Bayım.

Ereğli



Bu ara eski postlara atıflar çoğaldı. Normal belki de, 6 yıl dolacak. 2.5 sene önce şöyle bir post atmışız. Geçenlerde bu dileğin gerçekleştiğini gördük hep beraber. Bu tip ayrıntılar bayağı önemli. Darısı diğerlerine.



Tasvip


3 gün önce şunu görmüştüm Idefix'te. Bugün, az önce ise şunu. Martı Yayınları genelde "bestseller" falan çevirip yayınlayan bir yer. Bu kitapları çıkartmaları da aynı mantık dahilinde; satacaklardır da. "Ne kadar?", bilmem. Bu işlerde pek ümitli olamıyor insan. Hatta öncesi de var: Yurtdışında yayınlanan futbol kitaplarını görünce "ooh, şunu çevirsinler de okuyalım" diyemiyoruz. Denmiyor. O yüzden bunlar önemli, ne olursa olsun.

Kapaklarda gördüğümüz "Galaksinin Yıldızları" üst başlığı, bir serinin habercisi gibi. Ufak bir bakınmayla, Luca Caioli'nin bu ikisi haricinde Fabregas, Torres, Del Bosque, Ronaldinho, Zidane ve Roberto Mancini hakkında kitapları olduğunu gördüm. Hatta bir de şu var. Yayınlanan bu iki kitaba bakarak, diğerlerinin de yolda olduğu sonucuna ulaşabilir miyiz? Umarım öyledir. "En popüler"lerin kitaplarıyla kalmazlar.

Yayınevine olan (haklı) önyargım yüzünden biraz karamsar baktığımı söyleyeyim, çünkü özenli işler değil büyük ihtimalle, aceleye getirilmiş vs. İlaveten, kapaklar da biraz daha kaliteli olabilir görsel açıdan -ki bu, bütün kitaplarında görülen bir sorun. Ama yine de, sırf şu ikisiyle bile mühim iş yapmış durumdalar.




Medicinal



Rusya son dönemde -Euro 2012 öncesi- 2 kez iç saha formasını bordoya kaydırmıştı. Öncesi var mı bunun, bilmiyorum. Ya da herhangi bir anlamı var mı, onu da. Hani "bordo, Çarlık rengiydi" falan, İtalya-Hollanda örneklerinde olduğu gibi... Bu kez bordonun tonu daha koyu gibi. Milli takım formalarında var olan rengi koyulaştırmak sık yapılan bir iş. Ama burada, eğer bizim bilmediğimiz bir anlam vs. yoksa, fazla ileri gitmişler gibi. Yağmurda ıslanınca siyaha kayacak kadar koyu.






Nerden Nereye 131



Kürk


Fifa 14 oynama imkanı bulmuş olan arkadaşlar görmüştür zaten. Diğerlerinden de görmeyen varsa eğer, buyrun. Neden? Neden yani? Biz daha gerçek kombinasyonu oturtamamışken Fifa'larda parçalı-beyaz şort-kırmızı çorabı görüyorduk. Normalde işler rayına girmişken, bunlar neden böyle bir şey yaptı ki? Şort değiştirme olanağı da yok zaten.  Feci şekilde eksi puan abi.


(Burak'a teşekkürler, görseller için.)

Retro-Spurs 8


Baba


Orkun Uçar, 2005 yılında Asi isimli bir kitap yayınladı. Metal Fırtına'dan bir yıl sonra falan en fazla. Bayağı bir süre, aklımda olmasına rağmen almadım. Emin olamadım nedense. Sonra Ekşi'de okuduğum (ve sonradan silinen) bir yorumun da iteklemesiyle, gidip aldım ve okudum. O bahsettiğim yorum belki fazla övüyordu ama, ben sevmiştim kitabı. O dönem, senede 2-3 kitap çıkarıyordu Uçar, hatırlarsınız. Metal Fırtına serisi devam ediyordu, başka yazarlarla romanları çıkıyordu falan filan. Asi'nin arka sayfalarında serinin sonraki kitaplarının isimlerinin yazdığını görünce sevindim. 12 kitaplık bir seri. Dört üçleme halinde hem de. Dedim içimden, "bu hızla dayı 5 senede bitirir seriyi herhalde." Öyle olmadı. Hatta ikinci kitabın gelişi aşırı uzadı. Bu süre içerisinde eminim ikinci kitabı bekleyenlerin çoğu pes etti, bıraktı, ümidi kesti. Değil 5 senede serinin bitmesi, 5 senede ikinci kitap gelemedi. İkinci kitap geçenlerde "geldi". Aradan 8 yıldan fazla geçti.

O geçen sürede, kitabın ismi de değşikliğe uğradı. Önceleri Sarı İstila olarak bilinen kitap, son birkaç senedir Sin ismiyle anılıyordu Uçar tarafından. Ve de bu isimle yayınlandı. 

2005'ten 2008'e kadar olan dönemde diğer kitapların getirdiği yoğunluk derken, ikinci kitabın gelmemesi normal belki de. Peki ya sonra? Uçar'ın Metal Fırtına filminin senaryo çalışmalarıyla uğraştığını biliyoruz mesela. Başka şeyler de vardır belki. Ama yine de bu kadar zaman geçmesi, sanki okurlara biraz ayıp olmuş gibi. Bu kadar zaman geçtikten sonra, ne kadar rağbet olur, nasıl karşılanır kitap, göreceğiz.