Tıvit

Sabahın köründe (benim için) kalkıp/uyanıp/uyuyamayıp Twitter hakkında yazmak çok abes, biliyorum. Ama yazacağım.

Bu meselenin 2 yönü var.
1. Şimdi bu iş, eğer sen ünlü biri filan değilsen, sakat. Yani ben sevdiğim bir futbolcunun, bir köşe yazarının twitter'da neler yazdığını merak ederim. Bu çok normal. Çünkü bir yerde mahremiyete adım atıyorsun, ama tam olarak öyle de değil. Adamlar asla basına söylemeyecekleri veya dile getirmeyecekleri/yazmayacakları şeyleri orada yazıyorlar. İlaveten herkesin üslubunu filan, yapısını daha iyi kavrayabiliyorsun. Bu da hayal kırıklığına yol açar ki, riske edilmeli. Sevdiğimiz ünlü insanın "öyle olmadığını" anlamak, sıkça karşımıza çıkabilecek bir vaka.

Eğer benim "follower"ı 14 olan arkadaşım, "abi eve geldim çok yorgunum, bi' otuzbir çekip yatıcam" yazarsa, bu hiçbir şekilde ilgi çekici değil, öyle değil mi?
Ama Serdar Turgut, "güne Dorothy Parker okuyarak başladım" diyorsa, bu benim için önemlidir. O zaman buradan hemen bağlayalım.

2. İlk maddede de değindik zaten az-çok. Ama daha da deşelim, ve de artısı var. Bu twitter nanesi sayesinde, o hani hep kafamızda vardır ya, ünlü-normal vatandaş sınırı, o kalkıyor zaten. Düşünsene bir, dayı yazmış, "uçaktan yeni indim, manita bekliyor, gidemem sikerler". Bu sana bir arkadaşının yakınması gibi değil mi. Onun dünyasına adım atıyorsun bir nevi. Normalde belki yolda göremezsin adamı/kadını. Ama internet işte, çok feci bir olgu. Başına her bok gelebilir.

İkinci kısım ise şu: şaşırtıyor. Yani ben bazı isimlerin twitter'ının olduğunu gördüm ki, kıyamet alameti. Bazıları da, şaşırtıcı şekilde o alemde parlamış mesela, o da var. Demek ki bazı şeylerin sınırını biz çiziyoruz kafamızda, ya da onlar kendilerini öyle gösteriyor.

Üçüncüsü;ünlü mahlukatın da, senin komşunun ergen kızı gibi, "yaa eveeeetttttttttt" gibi şeyler yapabildiğini görebiliyorsun. Ki bu çok feci. Artık hayatım eskisi gibi değil.

Maddeler filan dağınık oldu ama, bir yönüne daha değineceğim. Söz bu kez ünlü falan yok.
Moda, veya trend kavramlarıyla ilgili. Şimdi tamam, twitter olsun, feysbuk olsun, dönem dönem parlıyor böyle icatlar. Tabii twitter'dan ilerisi ne olur insan bilemiyor ama, olur herhalde. İnsanlar, "ben bunu niye yapmalıyım/kullanmalıyım" şeklinde bakmıyor meseleye. Hop, dalıyor içeri, açıyor bir hesap.. Kendini yapmak zorunda hissediyor. "Onlar yapıyor, o zaman ben de!" Hiçbir şekilde sorgulama yok, asla. Bu çok hastalıklı bir durum, ve de hayatın her alanında var, öyle böyle değil. Twitter özelinde daha belirgin göründü bana, çünkü insanlar kendinin ne olduğunu bilmeden, kendinin ne yaptığını ne kadar insanın merak edeceğini bilmeden bu işi yapıyor. Etraf yarıda bırakılmış twitter hesabı dolu. Ne yapacağını bilmeden iş yaparsan, yarın tweetlerin değil, hayatın yarıda kalmış, sen bi' bok anlamazsın.

(Laf sokmalı/didaktik son cümleyi de koydum, benden alası yok hacı. En azından "ünlemle biten köşe yazısı" klişesine düşmedim, beterin beteri var. Hadi eyvallah)

0 yorum: