Nerden Nereye 134




Cemre

Bugün de Başkalarının Sakatladığı Çocuklar'dan gidelim. Bu kez Belöz:

Uzun zamandır seni az-çok tanıyorum. Sahada an oluyor, ben bile tanıyamıyorum, acaba sen misin diye şüpheye düşüyorum.

Ben şüpheye düşerken, sen nasıl düşmezsin? Bu normal. Benim annem-babam şüpheye düşerken, sen nasıl düşmezsin?  Sahanın içinde çok farklı bir kimliğe bürünüyorum; beni biraz antipatik yapıyor. Bu bir gerçek. Ama şunu da söyleyeyim: Bu benim kendimi tam olarak maça verdiğim anlamına da geliyor. Bu demek değil ki, gideyim adamların kaşını, gözünü, burnunu kırayım. Agresif futbol benim tarzım, beynime böyle yerleşti. Bu eğer böyle süregelmezse futbolumda kısıtlamalar yapmak zorunda kalıyorum. Bu da benim sahadaki güvenimi düşürüyor.

Altyapıda oynarken çok yavaş, tembel biri olduğun söyleniyor. Şimdi acayip hırslısın. Saha dışında çok sakin, saha içinde çok agresifsin. Bu değişimler nasıl oluyor? Neden bu kadar tezat?

Tezat değil de, çok fazla futbol üzerine kilitlenmişim. Tamamen toplumun şu an hedef olarak gösterdiği tek bir yer var: futbol ve futbolcu. Böyle olunca insanların bakış açıları, hatta birinin yolda ters bakması bile saha içinde etkileyebiliyor. Ben de düşünüyorum, "Adam neden böyle baktı?" diye.


Sageata


Dün gece televizyonda dolanırken Ntvspor'da eski Gs-Juve maçlarına denk geldim. 98-99 ve 03-04 ilk tur gruplarındaki maçları derlemişler, Güntekin sunuyor programı. 03-04'te Almanya'da oynanan maç... İlk yarıda adamlar 4-5 tane çok net pozisyon kaçırıyor, sonra Şükür'ün golleri falan. O maç Berkant'ın da bizdeki sayılı çok iyi maçlarındandı. İzleyen çoğu Galatasaraylı "Ah be..." çekmiştir içinden. Ben de çektim. Keşke "olsaydı".

Birkaç saat geçti. Kitaplıkta Oray Eğin'in Başkalarının Sakatladığı Çocuklar'ı gözüme çarptı. Okuyalı bayağı zaman olmuştu, bir daha göz atayım dedim. Kitapta "Almancılar" bölümünde Berkant röportajı da var. Hatta Radikal'de ilk yayınlandığı zamandan hatırlıyorum, o da başlıktan aklımda kalmıştı: Berkant Über Alles. Yazının son paragrafı şöyle:

"Bir gün ben Galatasaray'dayken İstanbul'da Bayern Münih'i 2-0 yeneceğiz ve gollerin ikisini de en atacağım" diyor, "onu isterim". İstanbul'daki geçici evini toplayıp çok sevdiği İspanya ya da İngiltere'deki ikametgahına geçmeden önce bu maçı izlememiz şart.

Freiburg


1. Lig'de (2. Lig?) güzel/orijinal formalar görmeye devam. Bir de çorapların tonunu tuttururlarsa, tam olur.

Süper Lig'de Errea giyen takıma ihtiyaç var, çok acil.

KARA


Bugünkü Galatasaray Formaları başlığımızı esas tezgah olan Lappappa'ya yazıyoruz (Ana gemi). Patron 2 günlüğüne dükkanı emanet etmiş, biz de üzmüşüz onu. Hem gönül alma, hem de 2 blog işini tek seferde halletme açısından böyle uygun gördüm.

Galatasaray dün akşam tarihinde pek de rastlamadığımız bir kombinasyon ile sahaya çıktı. Tabi ki yine rakip beyaz forma, beyaz şort, beyaz çorap ile geldiği için ev sahibi takım formasını değiştirmek zorunda kaldı (!) Bu sene kendi sahamızda lig maçlarında henüz parçalı altına, beyaz şort-kırmızı çorap giyemedik (doğru kombinasyon). Anadolu takımları umursamamaya, biz de uyarmamaya devam ediyoruz. Bu hafta 7. hafta oldu (+ 1 kupa).

Yalnız artık Galatasaray'ın da canı sıkılmış olacak ki, değişik kombinasyonlar deneyip duruyor parçalısının altına. Geçen; siyah şort,çorap giydi, bu hafta ise daha da bir saçmaladı. Parçalı altına kırmızı şort-siyah çorap... Aslında böyle kombinasyonları severiz, fakat iç sahada kabul edilemez tabi ki.



Peki Galatasaray bu kombinasyonu geçmişte kullandı mı? Çok saçma ki evet. Galatasaray 1908 ve 1950 yılları arasında parçalı formasının altına siyah çorap giyerdi zaman zaman. Beyaz şort ile kombinlerdi genellikle. Ancak çok nadir de olsa bu dönemde kırmızı şortunun altına siyah çorap giydiği de oluyormuş. Elimizde bu örneğe uygun tek fotoğraf var, o da olmasa belki bilemeyecektik (tahmin edebilirdik gerçi). Fotoğrafa göre 1940 ile 50'li yıllar arasında bu kombinasyon kullanılmış. Eşref Aykaç ve Salim Şatıroğlu bu fotoğrafta yer alan futbolcularımız.

Son 2 senedir değişik şeyler görüyoruz, kombinasyonlar hoşumuza gidiyor. Fakat bunları deplasmanda yapmalıyız, iç sahada olmaz bu işler. Rakip öyle gelmiyorsa, gerekiyorsa kendi şortumuz ve/veya çorabımızı giydirmeliyiz. Diretmeliyiz... Eşgüdüm toplantıları ne boka yarıyor? Kulüp daha önlem almasın, akıllanmadılar 8 maçtır. Millet kafasına göre geliyor.

PS: Teğmenim özür dilerim.

El-I Kol 15



Triplere bak amına koyim.

Retro-Spurs 12



Nerden Nereye 133







Bonus 1: Okuyunuz.

Bonus 2: Maç ya da program harici muhabbetlerine denk gelmek zor böyle adamların. O açıdan mühim.


Zeytinyağı


Sezon başından beri Fenerbahçe Ülker'in formaları hakkında 2 satır yazayım diyordum. Hani "kazanırsanız bu formalarla mı Euroleague kazanacaksınız" falan. Ben bahsedene kadar, adamlar Nike'la anlaştı, halletmiş oldu. Bayağı güzel oldu, sonuçta mesele şu yani. Bundan sonra sahada izlerken, üstlerinde oyunlarına yakışır ekipmanlar göreceğiz.

Tabii kısa bir süre sonra tekrar çubukluya dönmeleri de ekstrası. Şu ne ya, lacivert üstüne ince sarı çubuklar. Bir de geçişli falan.


Estevez


Flamini'nin geçen maç uzun kollu formasının kollarını kesmesi Arsenal camiasında problem yaratmıştı. Neden yaratsın değil mi, oluyor öyle şeyler. Oyuncu rahatsız oluyorsa yakayı kesiyor, kolu kesiyor, ya da işte içine dar içlik giyiyor vs... Ancak Arsenal'de durum farklıymış. Öğrendiğimde hadi lan deyip fotoğraflara baktım, ama aksine rastlamadım hakikaten, en azından bakabildiğim kadarıyla.

Mevzuyu bilmeyenlere özet geçelim. Flamini uzun kollu formasının kolları kesip kısa kollu hale getiriyor, maç sonu Wenger, "böyle şey olmaz, uyarılacak" diyor ve "bir daha öyle bir şey yapmayacak" diye de ayarı veriyor. İlk bakışta formaya saygısızlık, Arsenal forması kesilir mi ulen tarzı bir sebepten bu atarlanma oldu sanıyoruz ama durum daha da ilginç ve güzel.

Arsenal geleneklerine göre takımın kaptanı o maç hangi formayla çıkıyorsa takımın tamamı da o formanın aynısını giymek zorundaymış. Yani kaptan uzun kollu forma giyiyorsa takım o maç sike sike uzun kollu forma giyecek, kısa kollu ile çıkacaksa dona dona da olsa kısa kollu ile oynayacakmış. Takım kaptanına verilen ekstra saygı ve güzel bir forma geleneği, insan öğrenince zaten hayran olduğu forma delisi İngilizler'e daha da bir hayran oluyor.


Flamini bunu nasıl atlamış onu bilemiyoruz, herif orada epey mesai harcadı sonuçta. Eskiden uyuyormuş bu kurala, giymekten hoşlanmıyorum dese de geçmişte epey maça bu sebeple uzun kollu forma ile çıkmış. Artık hanımı varsa ona mı atarlandı da kafası attı, yemiş azarı oturmuş.

Not: Kıvırmak serbestmiş.

Sonra


Bu sezonki çoraplarda 00-01'e benzerlik var. Bu kasıtlı bir ithaf mı, yoksa kollarla bütünlük için yapılmış bir dokunuş mu, bilemeyiz tabii. O zamanları hatırlatması her türlü güzel.


Başsan


Bu kitabı okumadan önce Murat Menteş'i hemen hemen hiç tanımıyordum. O dönem hızlıca kitabın namı yayılınca ve övgüleri görünce almış ve sevmiştim. Kapaktaki "adamları" ise hiç bilmiyordum. Meğer zamanla tanıyacakmışım.

Onur Ünlü'yü "meğer tanıyormuşuz", ama başka şekilde. Bu kitabın ardından daha başka yönlerini tanıma fırsatı bulduk, dizilerine müptela oldum, filmlerini izledim.

Gökdemir İhsan, bu üçlüden o dönem bile tanımamamı(zı)n gayet normal olduğu bir adam. Benim için aralarından en önemlisi. Demek ki, burada görünmesi, istemsiz de olsa (?) bir ipucu. Hala tanımayan çok. Ama zaten onu tanıyan kişi sayısı hiçbir zaman "çok" olmayacak.

Alper Canıgüz'ü bir-iki duymuşluğum vardı, ama "ne ayak" olduğunu pek bilmiyordum. Zaman geldi, onun kitaplarını da okudum, sevdim.

 Bu serüvenin benzerini yaşamış birçok kişinin olduğunu tahmin ediyorum. Bu tip "oyunlu", yeni açılımlara teşne kapaklara da ihtiyaç var hani. Daha fazla olsa keşke.

Retro-Spurs 11


Abdullah


Başka maçlarda giydiler mi bilmiyorum da, Kasımpaşa maçında seremonide üstlerinde gördüm ilk kez. Real Madrid'in bu sezon maç öncesinde kullandığıyla aynı. Ama renk tercihi yüzünden, arada bayağı kalite farkı var gibi görünüyor. Griyi falan daha fazla kullanabilirlerdi belki.


El-Kol 14


Tam "ulan kale 1.5 ay sende, bırak makara-kukarayı da işine bak" denecek haller Pinto için.

Retro-Spurs 10



Bıdık



Az çok formalara dikkat eden insanlar, hatta formalara bile değil takımlara aşina olan insanlar, sızan 2014 Dünya Kupası Milli Takım formalarını görünce bir gariplik olduğunu anlamışlardır. Hep bildiğimiz takımlar bilmediğimiz şekilde fotoğraflarda, hazırlık maçlarında karşımıza çıkar oldu. Önce neymiş bu değişiklikler, ona değinelim azıcık.

Mesela Almanya düz beyaz forma yaptı. Siyah şortsuz bir Almanya forması gördük, hem de normalde beyaz şort giymesi gereken İtalya'nın mavi şort giydiği bir karşılaşmada gördük bunu. İspanya dümdüz kırmızı formalar ile tanıtım yaptı. Messi beyaz şort, beyaz çorap ile tanıttı yeni "klasik" çubuklusunu. Bunlar şimdilik resmi tanıtımlarda görüp de şaşırdıklarımız. Kim bilir, daha fazla takım formasını tanıttıkça neler çıkacak karşımıza.

Bir kaç hafta önce forumda bu garip durumun bir Fifa kuralı olduğu yazılmıştı, hadi len dedim ben içimden, bu kadar da bokunu çıkartmazlar diye düşündük tabi. Ancak gerçekten böyle bir durum varmış, Fifa'nın kitapçığında yoruma açık olsa da, rakiplerin formalarının hiç çakışmaması için böyle bir değişikliğe gittiğini görüyoruz. Kafamızı karıştıran durumlar da var tabi, onları da yazarız.


Kural kitapçığına göre takımların bir forması koyu tonlarında, diğer forması ise açık tonlarında 2 farklı renkten oluşacakmış. Benim yorumlamam şu (örneklere de bakarsak); forma üstleri için koyu ve açık 2 renk şartı var, şort, çorap kitlerinde ise koyu ve açık 2 farklı ton zorunluluğu var. Yani dümdüz formalar ve kitler görmeyeceğiz. Ancak Kolombiya, Kamerun gibi üst-şort ve çoraplarda 3 farklı renk kullanan takımların bu geleneksel kitleri yalan oluyor yeni kuralla. Arjantin, Almanya gibi 1. kitleri açık üst, koyu alt (ya da tam tersi) olan takımlar ise formadaki hakim renk ya da tondan şort-çorap giymek zorunda kalıyorlar. Bu tabi 1. kitleri olarak geçecek turnuvada. Yani ilk olarak bu kombinasyonu giymek zorundalar. Ancak maçlarda karışma/karışmama durumuna bakarsak 2. kit olarak forma-şort-çorap kombinasyonları yapabilecek takımlar hakem izniyle. Yani Almanya'yı beyaz şorta mahkum etmeyebilirler her maç, fakat klasik kombinasyonu olan beyaz üst siyah şortu giyebilmesi için dış saha formasının mutlaka siyah şortunun olması gerekiyor, bunun için de dış saha formasının ya çok koyu bir forma olması lazım, ya da direkt siyah olması lazım. Aksi halde siyah şortları olamayacak Almanya'nın. Daha belli değil 2. formaları, göreceğiz.


Arjantin'in ise dış saha forması da görücüye çıktı. Lacivert üst ve şortu da lacivert. Yani Dünya Kupası'nda geleneksel Arjantin'i göremeyeceğiz bu kesinleşti. En fazla çubuklularının altına lacivert giyebilecekler hakem izni çıkarsa, yoksa turnuvada 1. kit olarak belirlenen yukarıdaki kombinasyonu kullanacaklar. (Arjantin siyah şort ve çorap da tanıttı ancak giyilebileceğini sanmıyorum, kural öyle diyor. Ya da lacivert formalarının kombinasyonunu turnuva için siyah şort-çorapla yapacaklar, esas Arjantin'i görebilmek için yol açacaklar)

Ev sahibi Brezilya da esas kombinasyonunu birincil kombinasyon yapamayacak bu kurala göre. Sarı-beyaz-beyaz giyecekler yüksek ihtimal. Ancak onların da lacivert bir deplasman kültürü hali hazırda var zaten, bu formanın lacivert şortunu sarının altına hakem izin verirse giyebilirler. Birinci kitleri olamasa da klasik kitleri bu turnuvada, hakem izniyle bir kaç maç görürüz muhtemelen.



İspanya biraz kafamızı karıştırdı. Düz kırmızı tanıttılar formalarını ancak koyu bir lacivert ile giyebilirlerdi iç saha formalarını sanki. Koyu-açık ton ayarını birbirine yaklaştırsalardı klasik kombinasyonlarına izin çıkardı diye düşünüyorum. Örneğin Kolombiya'nın dış saha forması koyu kırmızı+siyah+kırmızı şeklinde. Demek ki İspanya değişiklik istemiş ancak kafamızı karıştırdı ipneler.

Bu tip kurallardan tiksiniyorum tabi. TV'de milletin göz zevki kaçmasın diye yüz yıllık gelenekleri hiçe sayıyor götler. Önce sırtın düz olma kuralı getirildi, şimdi de bu. Umarım bu kuralı UEFA kullanmaz, kulüpler için ise hiç akıllarından dahi geçirmesinler. Olay çıkar çünkü.

Umarım kuralı anlayabilip anlatabilmişimdir.

Kitapçığın alayı burada. 

Nerden Nereye 132



İnşa



Şampiyonlar Ligi seviyesinde böyle bir şey görmek hoş değil. 3 sene sonra aynı çorabı giyiyorlar. Sorumlusu kimse, ayıp yani.

Tayvan


Bu "kollu forma" işinin boku çıkmaya başladı. Christmas maçlarına özel forma üretilmesi hoş (hatta geçen seneki "monochrome" formalar çok şıktı) da, bu kol olayı nedir ya? Piyasanınızın da amına koyim, sektörünüzün de. "Bu sezon 5 takım kollu forma giyecek" diye yazın duyulmuştu, seneye 15 yaparlar.


Bizimki de bu şekilmiş. Bulaşmasak iyiydi. Reklamı da izlemişsinizdir, hoş olmuş. En azından orda yokuz. Bu da bir şey.


Ulu


Cins Amerikanlar baksın bakalım, daha önce de bu tip bir şey gerçekleşmiş mi. Varsa bu gece bir şekilde öğreniriz zaten. Çok ilginç. İşin içinde CIA falan olabilir. Ya da Ahmet Çakar.

(Burak Uçmalıoğlu'na teşekkürler.)

Alakasız not: Warriors çok güzel takım olmuş. Bogut ciddi sakatlık geçirmezse Batı Finali falan rahat gelebilir.

Junkyard


Dün gece Minnesota-Clippers maçında bir istatistik verdiler. Şu anda en uzun süre Play-off yapamamış durumda olan takımlar. İlk sırada Minnesota, 9 yıl. Ardından Kings, 8 yıl. Sonra da Toronto ve Wizards geliyor; 5 yıl. Hemen aklıma 2004 2. turu geldi. Garnett'in Wolves ile zirve noktası. O Kings'in ise son demleri. Bu seriden 5 sene sonra, iki taraf da darmaduman oldu. Şimdi -belki- yeni yeni silkiniyorlar. Bir daha ne zaman ikisi de oralarda rastlaşır, bilinmez.


Retro-Spurs 9


Yort


Dün geceki Pacers-Nets maçından. Fütursuzca gidip Nets benchinin hizasına oturmuş dayı. Pierce gördükçe şalterler atmıştır. Maçı da verdiler, gidip dalmadı allahtan.

Ama asıl mesele aşağıda. Beter olun amına kodumun suratsızları.




Silverado



Melih Gümüşbıçak formasının arkası ligde düz olmayan, klasik şekilde çubuklu olan Sunderland için yukarıdaki kelimeleri kullandı az önce. Lig olarak ne kadar gerideyiz bilemem de, forma kültürü olarak 350 sene falan gerideyiz Melih Bayım.

Ereğli



Bu ara eski postlara atıflar çoğaldı. Normal belki de, 6 yıl dolacak. 2.5 sene önce şöyle bir post atmışız. Geçenlerde bu dileğin gerçekleştiğini gördük hep beraber. Bu tip ayrıntılar bayağı önemli. Darısı diğerlerine.



Tasvip


3 gün önce şunu görmüştüm Idefix'te. Bugün, az önce ise şunu. Martı Yayınları genelde "bestseller" falan çevirip yayınlayan bir yer. Bu kitapları çıkartmaları da aynı mantık dahilinde; satacaklardır da. "Ne kadar?", bilmem. Bu işlerde pek ümitli olamıyor insan. Hatta öncesi de var: Yurtdışında yayınlanan futbol kitaplarını görünce "ooh, şunu çevirsinler de okuyalım" diyemiyoruz. Denmiyor. O yüzden bunlar önemli, ne olursa olsun.

Kapaklarda gördüğümüz "Galaksinin Yıldızları" üst başlığı, bir serinin habercisi gibi. Ufak bir bakınmayla, Luca Caioli'nin bu ikisi haricinde Fabregas, Torres, Del Bosque, Ronaldinho, Zidane ve Roberto Mancini hakkında kitapları olduğunu gördüm. Hatta bir de şu var. Yayınlanan bu iki kitaba bakarak, diğerlerinin de yolda olduğu sonucuna ulaşabilir miyiz? Umarım öyledir. "En popüler"lerin kitaplarıyla kalmazlar.

Yayınevine olan (haklı) önyargım yüzünden biraz karamsar baktığımı söyleyeyim, çünkü özenli işler değil büyük ihtimalle, aceleye getirilmiş vs. İlaveten, kapaklar da biraz daha kaliteli olabilir görsel açıdan -ki bu, bütün kitaplarında görülen bir sorun. Ama yine de, sırf şu ikisiyle bile mühim iş yapmış durumdalar.




Medicinal



Rusya son dönemde -Euro 2012 öncesi- 2 kez iç saha formasını bordoya kaydırmıştı. Öncesi var mı bunun, bilmiyorum. Ya da herhangi bir anlamı var mı, onu da. Hani "bordo, Çarlık rengiydi" falan, İtalya-Hollanda örneklerinde olduğu gibi... Bu kez bordonun tonu daha koyu gibi. Milli takım formalarında var olan rengi koyulaştırmak sık yapılan bir iş. Ama burada, eğer bizim bilmediğimiz bir anlam vs. yoksa, fazla ileri gitmişler gibi. Yağmurda ıslanınca siyaha kayacak kadar koyu.






Nerden Nereye 131



Kürk


Fifa 14 oynama imkanı bulmuş olan arkadaşlar görmüştür zaten. Diğerlerinden de görmeyen varsa eğer, buyrun. Neden? Neden yani? Biz daha gerçek kombinasyonu oturtamamışken Fifa'larda parçalı-beyaz şort-kırmızı çorabı görüyorduk. Normalde işler rayına girmişken, bunlar neden böyle bir şey yaptı ki? Şort değiştirme olanağı da yok zaten.  Feci şekilde eksi puan abi.


(Burak'a teşekkürler, görseller için.)

Retro-Spurs 8