Blog Vs

Bu blog mevzuu çok boktan iş. Mına kodumun, binlerce blog var. Ne bileyim, bu açıdan düşününce büyük karamsarlığa düşüyorum. İpini koparan blog açıyor, e parayla değil ki, açar tabii. Burada kritik nokta nedir biliyor musunuz, Türk insanının "ben bu şeyi yapabilir miyim" diye sorma gibi bir yeteneğinin olmaması. Türk insanı "her şeyi yapar". Her şeyi. Her boku yemeye yeteneği vardır. Niye yapamasın ki? Onun "neyi eksik" diğerlerinden. Yapar.

Bok yapar!!

E böyle bir eksikliğe sahip olunca da, amk, "kahvede maç izleyen insan" profiline sahip, futboldan bir bok anlamayan adam bile blog açıyor. Burada demek istediğim "sen niye açıyorsun kardeşim" değil, ne diyebilirim ki. Desem bile boku bokuna dayak yerim. Söylemeye çalıştığım, insanın "kendini bilmesi", ne yapıp yapamayacağını "kestirmesi". Ama yok böyle bir şey genelde bizde.
Böyle olunca zilyon tane blog oluyor. Ulan o bollukta kim okusun benim blog'umu. Eş-dost anca. Bir de artık nerden bulduysa, tesadüfen girip okuyan 3-5 eleman.

Ben bu blog'ta kendi yazı zevkimi tatmin etmek için yazıyorum en başta;kimse okumasa da olur evet. Düşündüklerimi bir şekilde harfere dökmek benim meselem. Ama, niye bu başkaları tarafından okunmasın. Hem de "okunmaya değer" iken. Ki "diğerlerinin" birçoğunun da, "okunmaya değer olmadığını" bilirken. Bu bolluk (bokluk mu yoksa?) yüzünden okunma ihtimali azaldıkça azalıyor. Sıfıra yakın oluyor. Bakın, Ekşi'de "Sözlükçülerin blogları" isimli başlık var. Orada tam 415 tane blog ismi var. Sırf bu bilgiden, bir fikir sahibi olabilirsiniz konu hakkında. Ha bir de şu var, ben Ekşi'de yazsam, niye blog'da yazma ihtiyacı hissedeyim, o da garip.

Alayı "edebiyat parçalıyor" mına kodumun. Salak salak hikayeler, şiirler. Subjektif futbol yorumları. Falan da filan.
Bazen yazdıklarımın direk çöpe gittiğini düşünüyorum. Ha, bunun tersi de olabiliyor. Ama yine de, bir his kesinliği yok bu konuda.

2 yorum:

Zoma dedi ki...

Hadi blog açıyorsun, boş boş postlar oluyor. Adam maçın ilk 11'lerini ve gol dakikalarını koyuyor mesela. Her gazetede bulunabilen şeyler bunlar zaten.

Bazısı tuttuğu takıma başarı diliyor. "Hadi Fener'im, bitir bu akşam x'i". Bu ne arkadaş? Ordan başarı dilesen ne olacak, başarı dilemesen ne olacak?

Bir de kendi hayatlarını yazan tiplere hastayım. "Cuma günü nalbura gittim, 2 kilo alçı aldım, duvara sürdüm. Cumartesi bir hatun düşürdüm, son anda vazgeçti, kaldım öyle. Pazar günü kendime çorba yaptım, yanına da makarna. Süper oldu valla eheh". Bu ne arkadaş? Banane akşam ne yediğinden? Futbol blogu olarak geçiyor bunlar bir de.

L dedi ki...

tek örnek vereceğim o konu hakkında: kalearkası'ndaki o "blog kardeşliği" linklerinden birinin adı "kartal bafiler". ben başka hiçbir şey demiyorum.