Düşün


Öyle bir takım düşünün ki, kombine satışlarında yaşanan izdihamı büyük bir gurur kaynağı olarak görüyor. Taraftarların 7-8 saat beklemesini, eziyet çekmesini ilgi olarak algılayıp sitesine gururla haber yapıyor. Öyle bir takım düşünün işte...

19


Geçenlerde resimler arasında gözüme şu takıldı. Maç, 05-06'daki Çelsi-Barsa 2. tur eşleşmesinin ilk maçı-ki izlediğim en iyi 3 maçtan biridir. Bir de zemin az daha iyi olsa, üf. Ayrıca Messi'nin ilk büyük patlayışını yaptığı maç da diyebiliriz sanırım. Bak konudan kaydık. Dikkat ederseniz Leo'nun ayakkabılar Nike. En az 2-3 senedir Adidas tanıtım veya reklamlarında izliyoruz onu, bu kesin. Demek istediğim, Adidas ile sponsorluk anlaşmasını 06 yazında mı yaptı? Öyle görünüyor. Konu hakkında kesin bilgisi olan yorum kısmına yazıversin.

6


Ben ilk başta Liverpool veya Inter hoca bakıyor falan sandım. Hepsi kariyerli ve kaliteli hocalar. Benim Beşiktaş için sıralamam resimdeki gibidir. Schuster'in takıma gelmesinin, onlar açısından en iyisi olacağını düşünüyorum. Daha sonra başka Almancı Magath'ı seçtim (gerçi o biraz zor çıkar Almanya'dan). İşte sıralamam bu. Bakalım hangisini kapabilecekler. Lucescu gelmez. Hollanda ekolünün nispeten zayıf halkası Koeman Beşiktaş'a hiç olmaz. Juande Ramos'u da ben sevmiyorum. Pellegrini hakikaten iyi hoca, Beşiktaş için 3. , Liverpool için ilk tercihim. Gerçi bu 6 adamın kaderini diğer takımlar da epey belirleyecektir, bakalım.

Top


Ben hala bu penaltıyı atan adamın Galatasaray bünyesinde olduğuna ve "Top sizdeyse rakip gol atamaz, bu bir. Ve top asla yorulmaz, bu da iki. Bizim basit futbol oynamayı öğrenmemiz gerekir. Tek pas veya kontrol pas." gibi cümleleri, bizim için söylediğine inanamıyorum.

Best


O değil de böyle devam ederse Umbro, veririz herhalde topluca.

Gel


Ali Sami Yen'deki son derbiye gel, TT Arena'daki açılışa gel, ilk derbiye gel. Ama önümüzdeki sene mutlaka gel. Seni o tribünlerde görelim. Neeskens ile yanyana görelim, Rijkaard'ın lülelerini severken görelim. Başkan'la sohbet ederken görelim. Lig TV muhabirleri salak salak sorular sorsun, onları cevaplamak zorunda kalırken görelim seni. Bir kere de olsa gel, onursal başkan yapalım seni.

Güzel İkili 13


Bu ikilinin (aslında üçlü de, çaktırma şimdi) 2001'de kazandığı şampiyonluk, biraz Celtics'in 2008'te kazandığı NBA şampiyonluğuna benziyor sanki. Ordan bi' büyük oyuncu geliyor destek oluyor vs.

Yeşil


Bir forma manyağı olarak, şu Sevilla'nın her final için ayrı forma giymesine aşığımdır. Her alakalı postta da bunu belirtmekten gocunmam. Adamlar her sene en az 5 farklı forma giyiyor, Avrupa kupaları için ayrı kreasyona sahipler. Joma'yı bu yüzden çok seviyorum.

Dikkat edenler anlamıştır zaten. Kral Kupası finalinde de sezonda giydiklerinden farklı bir home forma giydiler. Een önemli farklılık, kol uçlarındaki yeşil şeritlerdi. O şeritlerin yeşil olmasının sebebinin de şu olduğunu düşünüyorum.

Wilde

Az önce okudum, Ezel'in son bölümünde Kinyas Ve Kayra görülmüş. Ezel'in kardeşinin elinde. Daha önce Kurtlar Vadisi yaptı bu işi çokça. Önce Efendi görülmüştü. Sonra Ömer Lütfi Mete kitapları görüldü bayağı. En son da Bozkırın Sırrı. Bunların hepsi satış listelerinde üst sıraları gördü. Benim için sorun değil. Ama bu sefer konu başka. Bu kitap diğerleri gibi değil. Hiçbiri gibi değil.
"Dayı"nın söylediği sözler aracılığıyla yaptıkları felsefi göndermeleri biliyoruz. İşte Hayyam'dan, Wilde'dan filan. Kinyas Ve Kayra'yı da bir sahnede göstererek bir şeyler anlatmak veya bu kitabı tanıtmak istemiş olabilirler. Bu senaristlerden beklenebilecek bi'şey ama, keşke bunu yapmasalardı. Sanki azmış gibi yine bi' ton adam bu kitabı alıp okuyacak, anladığını sanıp etrafta kaybeden triplerine girecek. Olmamalıydı.

Atlas Tarih


Ulan efendi gibi resim de bulamadık. Öhm, neyse. Ntv Tarih aldı yürüdü tabii. Atlas'ın da böyle bi'şey yapması normal. İlk kapağa bakınca da umutlu olmak mümkün. Hayırlı olsun tarihseverlere. NBA Türkiye'nin de geri dönmesiyle birlikte aylık dergi masrafımız 8-9 milyon arttı, oh.

Gece editi:Lan Habertürk Tarih de vardı bak onu yazmayı unuttuk. Haberdar edelim bilen vardır bilmeyen vardır.

Xavi Başgan

Ölü


Kapağın güzelliğini kes. Bi' de 24 gayme olmasa.

Sabah Sabah


Şunu bir okuyun. Sonra bana daha komik bir şey duydunuz mu söyleyin. Herhalde kafaları çekip yazıyorlar bunları. Daha önce Ronaldinho, Robben ve Eto'o isimleri de gündeme gelmişti aynı gazete tarafından, hatırlatalım.

Wayne Ve Umbro


Nike'ın mükemmel "Write The Future" reklamını seyretmişsinizdir muhtemelen. Hatta bıkkınlık bile gelmiş olabilir. Her neyse, reklamda en çok dikkatimi çeken olay Umbro formalı Wayne Rooney'di. Nasıl yani, Nike'ın reklamında Umbro ? Nike kullanmayan diğer ülkelerin, Nike sponsorluğundaki futbolcuları, kendi ülkelerinin renklerinde düz markasız formalar giyiyorlardı reklamda. Ancak İngiltere'yi temsil eden Rooney bildiğiniz İngiltere formasını, yani Umbro markalı formayı üzerine geçirmişti.

Dünyanın en büyük spor giyim firması olan Nike, 2007 yılında 580 milyon Euro karşılığında, Umbro'yu bünyesine kattı. Böylelikle 4 büyüğün (Nike-Adidas-Puma-Umbro) 2'si Nike oldu. Tabi firmanın geneline dokunmadı. Umbro hala Umbro. Ancak bundan böyle Nike'ın alt firması olarak görev yapacaktı. Adidas ve Puma arasında şirket olarak bir bağ yok, ancak onlarda da aile bağları var. Adidas'ın kurucusu Adolf ile Puma'nun kurucu Rudolf, kardeş. Böylelikle dünyanın en büyük 4 spor giyim firması arasında böyle sevimli, çekirdek aile tadında bir bağ da var hani.

Sonuç olarak merak edenler olduysa, Rooney'in Nike reklamında Umbro giymesinin sebebi budur. Böylelikle Umbro da beleşe reklamını yapmış oldu. Bir de merak ediyorum tabi; 2008 yılından bu yana Umbro'nun formalarında büyük bir gelişme ve güzelleşme var. Son senede de zirve yaptı. Acaba bu işte Nike'ın parmağı var mıdır ?

Azpilicueta vs De Las Cuevas

Canım çok feci böyle madde madde not yazmak istiyor, hazır bi'şeyler yok ama nasılsa kafa bavul gibi, çıkar bi'kaç bi'şey. Blogun ilk zamanlarında çok yazıyordum böyle ama, artık pek olmuyor niyeyse yiğenim.

- Dün halı saha maçı vardı bizimkilerin. Önce beni de ilave ettiler. Sonra yarım saat kala çıkardı amcıklar. Kaleci gelmedi olan bize oldu. Halı saha möessesesi böyle gelen takımların fotolarını çekmiş filan, bi' panoya asmış. Hoş olmuş. Benim dikkatim, kaç kişide orijinal forma var, ona gidiyor. Beklediğimden çoktu açıkçası. Olması gerekenden fazla da çakma vardı. Bir resimde gözüme 90'ların başından bir Milan forması takıldı. 92 olması gerek. Motta reklamı olan. İnanamadım. Nerden buldun 1, o maçta niye giyiyosun 2. O dayıyı özellikle bulup tebrik edeceğim.

- Konuyla ilgili derinlemesine araştırmalarımın ardından, saçını rasta (ki bu da yanlış terim. Rasta, rastafari inancına mensup kişi demektir) yaptıranlara saygım yok aga. Amınakoyym, şekil diye yaptırıyorsun da, lan nası bir özentiliktir ki, tonla adam arka planını kökenini bilmeden yaptırıyor bunu. Bugün de 2 tane sarışında gördüm. Sarışın ve rasta. İkiliye bak lan.

- Şunu okuyun aga.

- Bir kitabı okumuş edasıyla ordaki sözleri veya paragrafı alıp Feysbuk'lara yazan arkadaşım var. Utanıyorum. Sorunca da "hoşuma gitti yazdım abi ne var" diyor.

-Bedük bu ülkeye fazla. Ne zaman dışarıyı sallayacak merak ediyorum. Olacak çünkü yani, bu kesin. Sadece zamanı belirsiz.

- Bugün Selincır'dan 9 Öykü'yü aldım. Abi adamın okunacak ne kadar az kitabı olduğunu düşündükçe almayayım daha diyordum ama, dayanamadım. 2 tane daha var işte, incecik. Yandık, tekrar okuyacağız bunları. İnziva süresince yazdıkları yayınlanmazsa tabii.

- Orkun Uçar Asi'nin devamı olan Sin'i (ilk adı Sarı İstila idi) bitirmek için bir süre ortalarda görünmeyeceğini yazmış Tıvitır'dan, 15 Nisan'da. Asi 2005'de çıktı. Ayıptır. Çoğu okur "eeh eytere bea" diyip beyninden silmiştir yazarın ismini. Ben bekliyorum, bakalım nasıl bir şey gelecek. Fantastik seven bünyelere önerilir Asi, gerçekten iyiydi.

- Poem bu sene de Foça'da. Burda da kıytırık bi'şeyler yapılacak. Hayko gelsin başka ihsan istemem.

- İhsan Oktay Anar'ın kitaplarının kapak vs. değişmiş. Ne gerek var anlamıyorum ki. Hiç hoşlaşmıyorum.

- Blogger'lar arası okuma oranını merak ediyorum. Parlak rakamlar çıkmayacağı kesin.

- Almam gereken bir kitap var. Ama korsanını alacağım. Cidden. Çünkü ona 20 milyon veremem abi. "Ona" veremem yani. Arada yapmak gerek bunu, yoksa olmuyor abi.

- Notlar dedik, kitap notları oldu. Ne güzel işte. Bana kalsa hep kitap yazarım blogda. Ama reyting kaygısı işte.

- Fifa.com'a gir. Eğer değilsen üye ol. Orda Panini Virtual Sticker Album diye bi'şey var. Onu yapın abi. Masraf da yok. Süper. Takas filan da yapıyosun, ooh.

- Dünya Kupası geliyo' laaaaaaan.

- Neden bütün ödül törenlerinde Burcu Esmersoy var. Ya da bana mı öyle geliyor.

- Cem Akaş.

İlaveten: Burak Özdemir'e güvenemiyorum. Görünüşe bakılırsa çok okuyanı ve seveni var. Bu iyi mi kötü mü bilmiyorum. Göreceğiz.

Breh


Xabi Alonso - Gerrard... Çok tehlikeli.

Kaynak: Footballove

Nerden Nereye 21


6+2+2+3+2


6 yabancı sahada, 2'si kulübede, 2'si tribünde, 3'ü stad dışında, 2'si evde TV başında. TFF'nin yeni kuralı. Olan Nonda'ya oldu, Kewell hacım da kalır artık. He bir de hiç kimsenin "ne" olduğunu söyleyemediği, ama herkesin Bursa şampiyon olursa Türk futbolunda çok şey değişecektir dediği olay da oldu. Gerçekten çok şey değişti ülkede, bir 23 sene daha Anadolu'dan tek şampiyon Fenerbahçe çıkar.

Ben yabancı sayısına karşı değilim. Hele ki aptal aptal Türk topçular bu kadar pahalıyken. Ancak tribünde oturacak yabancıya verilecek para ile oraya alt yapıdan adam oturtursun, daha faydalı olur. Daha önce de yazmıştım 6+2 direkt 8 olsa tamam, ancak bu +'lar ne kadar arka arkaya eklenirse ülke futbolu o kadar - olur. Daha bir çok kural konabilirdi tabi. Aceto'nun da söylediği gibi mesela... Yani bu hakikaten salaklıktır, ancak neden diye soramazsınız. 3 büyüklerin borusu öter bu ülkede. Şampiyon olunca anca sözde büyük oluyorsunuz ne yazık ki.

Real Madrid 2010-2011


Beyaz forma önce Güney Afrika'da satışa çıkartıldı ve resmi 1 hafta önce sızmıştı. Bugün ise İspanya'da ve Real'in sitesinde satışa sunuldu. Satışa sadece Home forma değil, away ve kaleci forması da sunuldu. Home forma yaklaşık 1 ay önce sızan formadan farklı bir formaydı. Muhtemelen 2 seçenekten biri o sızan formaydı, diğeri de şimdiki formaydı ve Real yönetimi birini seçti. Ancak yine yaklaşık 1 ay önce sızan away formada bir değişiklik yok, o gün resmi internete düşen forma ile aynı. Kaleci forması ile birlikte her 3 formanın da ortak özelliği, armadan doğru yayılan ışık huzmesi deseni. Home forma ile Away forma aynı desene sahip, ancak farklı kalıplarda.


Her sene düz beyaz forma satmak zor iş, ancak Real Madrid formalarında yaptığı çok ufak detaylarla ve değiştirdiği detay renkleri ile bunu çok iyi başarıyor. Her forması birbirine çok benzer gözükse de, aslında tamamen farklı yapılıyor. Çoğu zaman üst üste sezonlarda yakalı forma çıkartmıyor. Mesela bu forma yakalı, geçen sezon yakasızdı, bir önceki sezon yine yakalı forma kullanmıştı, ancak o formanın da detay rengi siyahtı, bunun lacivert, bir önceki sezonda da yakasız forma kullanılmıştı, onun detay rengi de mordu. Bu gibi hem detay rengini, hem de yaka kombinasyonunu değiştirerek, aslında düz beyaz gözüken formasını her sezon (hiç bir sezon üst üste çakıştırmayacak şekilde) değiştiriyor.


07-08

Away formadaki fosforlu yeşil renk, 07-08 sezonunda hayatımıza girdi. Orada daha yoğun kullanılmıştı. Bu formada kalıp izlerinden ve yakadan dışarı çıkmamış bu renk. Ancak gitgide klasikleşecekmiş gibi gözüküyor. Hani nereden çıktı derseniz, o formadan çıkmıştır ve benimsenmiştir derim. Ayrıca Real Madrid'in away forması da düz yapılır. Genel olarak siyah ve lacivert dışına zor çıkar son senelerde. Yine çıkmamış.


Bir değişiklik de font şekillerinde. Güzel olmuş, ancak Beyaz formanın lacivert detay renginde olsa daha hoş olurdu. Siyah olmamış. Ancak şekil çok güzel. Son olarak şort kombinasyonu hiç yapmayan bir takımdır Real Madrid. Her 2 formasının da düz olmasına özen gösterir ve çoraplarını şortlarını asla maça göre değiştirmez. Tek renk ile çıkar sahaya. Bu sebeple senede 2 forma onları epey zorlar, acaba bir 3rd forma da çıkacak mı ? Bence çıkar.

Kaleci forması

1-2-3-4 Hop

1. Hani hep derler ya, işte 12 Eylül sonrası apolitik gençlik filan. Yani evet, var böyle bi'şey gerçekten de. Ama "ne kadar" böyle olduğunu anlamamızı sağlayan şey de İnternet. Yani uzun uzadıya anlatmaya gerek yok, aklı başında herkes farkındadır bunun. Binlerce bile değil milyonlarca kişi dün, gün boyunca internette ülkeyi kurtardı. İsrail'in anasını sikti, Amerikaya İsrail'i kolladığı için sövdü. Falan filan. Komik. Çok komik hem de. Şeye benziyor sanki biraz, hani futbol seyircisi için denir ya, aslında iktidarsızlığını orda telafi ediyor diye. Öyle.

2. Ciddi ciddi ekşisözlük için "seçerek adam alsınlar" fikrinin iyi olacağını düşünmeye başlayacağım. Nasıl seçilir onu bilemiyorum, ama seçsinler. Ne bileyim Jimi The Kewl jüri başkanı olsun mesela. Şuna baksana. Ya saf, ya da zırcahil.

3. Yalçın Küçük der ki:İsrail, Türkiye'de İsrail'den daha güçlüdür.

4. Türk gencinde de ne Nazi damarı varmış be... Patlamaya hazır bomba amnakoyym. Şimdi gene Mein Kampf'ın satışlar patlar.

Unep


Bu formayı daha önce tanıtmıştık. "Kamerun'un Afrika'daki doğal hayatı koruma çabalarına destek amacı ile Puma tarafından yapılmış forması", demiştik o zaman. Ancak bu formayı sadece Kamerun giymiyormuş, giymeyecekmiş. Puma'nın başını çektiği bir kampanya imiş bu forma ve Afrika'da Puma giyen hemen hemen bütün takımlara bu formalar gönderilmiş. Sadece ülke armalarını değiştirip aynı formaları çeşitli karşılaşmalarda giyiyorlarmış. Flaş nerede çaktı derseniz, Fildişi Sahilleri'nin son hazırlık maçında bu formayı giydiklerini gördüm, sonra ufak bir araştırdım, gerçek ortaya çıktı. Kampanyaya katılan ülkerler ve doğal olarak o formayı giyme potansiyeline sahip ülkeler şunlar; Kamerun, Fildişi, Cezayir, Gana, Mısır, Mozambik, Togo, Tunus, Fas, Senegal ve Namibya. Bir de ufak bir bilgi, Dünya Kupası'nda giyilmeyecek bu formalar. Her ülkenin kendi forması ayrıca üretildi Puma tarafından.

Yeni Madridista


Madridista koyu Real Madrid taraftarlarına verilen addır. Ya da bilinenin aksine her sempatizan Madridista değildir. Biraz daha özeldir kısacası.

Mourinho gittiği her takımın koyu taraftarı oldu. Rakiplerine de bu sebeple sallamayı hep sevdi. Daha gelmeden Barcelona'ya da sallamıştı zaten. Bugün saat 14'te resmi imzalar atıldı, ancak imzayı attığı için değil, Barcelona'ya karşı durması sebebiyle, o en yeni Madridista.

Formanın üzerindeki 1; "Special One" anlamına geliyor olsa gerek.

200

Ülkesinde yüzbinlerce aç insan varken, Filistin'e tırlarca/gemilerce yardım gönderen insan gerizekalıdır. Eğer bunu dini için yapıyorsa, onun dinini sikeyim. Ülkesindeki ihtiyaç sahibini göremeyip, burdan bin küsür kilometre ötedeki "din kardeşinin" yardımına koşan adam ahmaktır.

Kendi ülkesindeki fakir adamı, 2 sokak ötedeki yardıma muhtaç komşusunu doyurmayıp, seneden seneye Beyaz Şov'da Türkiyeananınamıgönüllülerivakfı'na telefondan mesajla bağış yapan kişi, salaktır, maldır. Beynini siktiğimdir.

Yoldan jipiyle geçerken gördüğü fakire burun kıvırıp, şov programında sükse yapmak için bir eğitim vakfına 200 milyar bağış yapan işadamı siksalağıdır.

O forma



Milan bu formasını 100. yılında çıkartmıştı ve geleneksel olarak her sezon düzenlenen çeşitli yardım maçlarında veteranlarına bu formayı giydiriyor. Bugün de oynanan bir yardım maçında bu formayı giyip çıktılar. Esas Milan forması böyledir işte, ancak 100. yıl formasının dışında artık pek fazla ince çubuk denemiyorlar, deneseler de kollar siyah oluyor vs... (gerçi o da gelenek oldu artık) Bu forma her zaman favorimizdir, ligde de benzer formalar yapmalarını rica ederiz. Hele gelecek sezon formaları eğer sızan gibiyse sıçtık. Ne alakası var Milanla ? (!)

Atletico


Küçük Madrid'in formaları tanıtıldı. Bu adamları ne kadar sevmesem de formalarının her zaman Allahı var yani. Home formaları zaten her zaman aşağı yukarı aynıdır ve güzeldir. Esas fark yaratan güzellik away formalarıdır. Geçen seneki simsiyah formanın hastasıydım, ama şu lacivert formayı ondan daha çok sevdim sanki. Şort seçimi de muhteşem. Almam ama bakarım uzaktan...

2020


Daha en başından pişmiş kelle gibi sırıtan Platini hayvanına bakınca adil olmayan bir oylama yapılacağını ve "kıl payı görüntüsü" verilerek ,Fransa'nın "sözde" az farkla kazanacağını anlamıştım. O sebeple pis herifin suratını gördüğüm zaman kapatıp TV'yi dışarı çıktım, hava mis. Ancak sunumları falan izledim tabi. Şimdi sunum ve proje olarak hakikaten kıyas kabul etmeyecek kadar üstündük. Açıkçası ben Kongolu olarak tarafsız katılsam, "helal be" deyip turnuvayı Türkiye'ye verirdim, sadece logomuz ve manası bile fark atar. Ancak şunu da unutmayalım. Diğer 2 ülke -sunumlarında da zaten sırf bu özelliklerine vurgu yaptılar- hazırlar. Yani deseler ki heriflere, yarın yapacağız 2016'yı. Eyvallah baba deyip, kafayı yastığa vurup uyurlar. Diyeceksiniz ki, hazır olan ülkeye mi verecekler hep. Tabi ki hayır. Yoksa zaten kalkıp 6 sene öncesinden karar vermezler. Ancak şunu da biliyoruz ki, bu kadar kapsamlı bir işe girişirken hazır olmak veya çat diye hazır olabileceğini daha önceden ispat etmiş olmak, büyük etken. Yine de Platini köpeği olmasaydı bu turnuva bizimdi. Benim demek istediğim aslında şu;

Bilmem kaç şehirde bilmem kaç tane stadın yapılacağını biliyoruz. Ayrıca yedek 3 şehir ve yedek 3 stad daha var projelerde. Olimpiyat stadı, TT Arena ve yedek şehirlerden Gap Arena dışında yapılmış hiçbir stadımız yok. Benim merak ettiğim, şimdi ne olacak ? Bu stadlar kağıt üzerinde çizim olarak kalacak mı ? Ne de olsa kazanamadık, 2020 yılına daha janjanlı tasarımlar yapıp, daha güzel bir sunum hazırlayıp, insanların önüne bir daha koyarız mı diyecekler ? Yoksa adam gibi 2016 için yapılması gereken stadları yapacaklar mı ? He tabi bu söylediğim sadece stad için değil. Aynı soruları; ulaşım, konaklama alt yapı vs... çalışmaları için de soruyorum. Yakın zamanda biri çıkıp bunu sorar ve cevabı alınır zaten. Umarım bu projeler kazanamadık diye rafa kaldırılmaz. Aksi halde hiç bir zaman hazır olmayan bir ülke olarak aday olacağız her turnuvaya. Senin, adamlara her 4 senede bir, başka tasarımlar ile stadları çizip göstermen mi önemli ? Yoksa bakın biz bu stadları yaptık, yarın turnuva var deseneniz yapabiliriz demen mi önemli ? Fransa ve İtalya kaç stad yapacaklardı yeni ? Adamlar bütün gün ekonomik krizden bahsettiler. Böyle bir Dünya'da "bizdeki projeler 1500" demek mi önemli ? Hazır olduğunu somut olarak gösterebilmek mi önemli ? Bu sebeple adam gibi biz bu 2016 stadlarını yapalım ve 4 sene sonra, bakın bizim stadların hepsi modern, yeni yaptık. Alt yapımız da tamam. Hazırız diyelim. Önlerine başka janjanlı projeler koymaktan çok daha etkili olur eminim. Ama gelin görün ki hiç zannetmiyorum.

Yu-Ma-Tu


İçelim. İçirelim. Pişman olmayacaksınız. Biz olmadık. Geç bile kalmışız. Yanına da al Şıveps mandalin'i. Ooh.

cCc



Ve İnci sonunda bunu da yaptı...

Çubuklu



Daha önce Parçalı Milli Takım formamızı öteki blogda tanıtmıştık. Bugün bir anda şöyle bir formaya rastladım. Orijinal olduğu aşikar. 1982-1983 sezonunda giyildiği yazıyor (Edit: 82-83 sezonu içindeki bütün milli maçlara baktım. Belli ki başka sezonun, ya da dolapta kalmış bir forma) . Ancak ben hiç böyle bir forma hatırlamıyorum. Zaten yaşımdan ötürü hatırlayamam da, bunca senelik araştırmalarımda hiç mi rastlamamışım, ya da duymamışım. Hikayesini merak ettim şimdi. Bilen aydınlatabilir, hangi maçta giyilmiş vs... Ancak tıpkı Parçalı forma gibi, bu da teknik direktörümüzün macera araması veya mecburiyet olabilir. He bu arada bu forma satışta, ilgilenenler 250 pound vererek sahip olabilirler. S.kindirik bir 95-96 GS formasının 300 pounda gittiğini düşünürsek, güzel fiyat.


Aha bu da Parçalı. 14 Kasım 1984, rakip İngiltere. Sonuç 8-0.

Rajon Rondo



Daha önce ufaktan yazmışımdır belki, Ahmet Ümit Everest'e transfer olmuş. Şimdi tabii biz işin parasında değiliz. Ahmet Ümit bu memlekette yazarak kazanan nadir adamlardan. Keşke daha çok olsa böyle. Ben işin görsel ve hafızasal (ne demekse) kısmındayım.
Ahmet Ümit sanırım 10 yıldan fazla süredir Doğan Kitap'ta. Ona özel bir şablon var, buna uygun olarak tasarlıyorlar her kitabının kapak ve genel tasarımını. Renkler bile belli-turuncu, mavi filan genelde. Ben bu şekilde 31 kilometreden görsem tanırım Ahmet Ümit kitaplarını. Ama transfer mevzuu gerçekleşince bu iş yalan oluyor. Şimdi alakasız bir sürü kapak. Yakında eski kitapların yeni basımları da çıkar ortaya. Kirlilik, başka bi'şey değil. Param olsa diyeceğim ki, "abi gel sen bırak transferi, aynı parayı ben vereyim, kitaplar aynı şekil kalsın amına koyym". Hele bazıları 3-4 yayınevi değiştiriyor, delir iyice. Bununla ilgili bir kanun, bi' bi'şey olmalı.

Kitap bu. Idefix'ten alırsan da, sayfa/fiyat oranı açısından gayet karlı olabilirsin. Normalde yerli kitaplar her türlü daha pahalıya gelir, malum.
Ayşe Kulin filan da orda. Everest törkiş bestseller'ları topluyor. Da ben niyeyse hiç ısınamamışımdır bu yayınevine. Mesela Alev Alatlı'nın orda olması hep garip gelir.

Bu kitapla birlikte Grange başgan'ın yeni kitabı da piyasaya çıkmış-ya da yakında çıkacak. Etkileyici bir kapak. Da o fiyat nedir abi ya. Pöff.

Alt Olur


Sanırım altyapımızın aslında "o kadar da "olmadığı yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Zaten Arda'nın o "4-4-2'yi milli takımda öğrendim" açıklaması sözün bittiği yerdir. Fena fetiş olmuş bu altyapı meselesi. Demin peder bey bile burun kıvırdı Çağlar transferinde gençlerin yollanmasına. "E baba kirala kirala nereye kadar" diyecek oldum, o anda "olsun, kalmalılardı bla bla" manasına gelen bir mimik gördüm, zaten işe yaramayacağını bildiğimden itirazlarımın, sustum. Her ortalama Gs'lı böyle düşünüyorsa, sıçtık demektir.

Evet rakiplerinkinden daha iyi altyapımız, ama sandığımız düzeyde değil. Önce bir şunu okuyun, sonra da mümkünse Twitter'dan Ich ve Chao'nun tartışmasına bakın.

Edit:Hem yazış şeklimden, hem de yorum kısmındaki bi' yanlış anlamadan, benim toptan altyapı olayına karşı olduğum filan anlaşılmış niyeyse. Şimdi ben yazıda ne demek istediğimi bir cümleyle anlatayım mı yani, bu mudur? Zaten mna koduum blogunda hep bi gerginlik. Yakında sırf bu yüzden "futbol sikten bir oyundur" yazarsam kimse şaşırmasın.

Türkiye'nin Barcelona'sı


Türkiye'nin Barcelona'sı bugün 4 tane gencecik adamını 2. Lig takımına yolladı ve aynı 2. lig takımından bir sol bek aldı. Hayır öyle yanlış anlaşılma olmasın. Kiralamadı, verdi... Ama yok, Türkiye'nin Barcelona'sı Galatasaray... Bense O.Ç bir takımın lanet taraftarıyım.

De Rossi


Mourinho'nun Real Madrid'e imza atması an meselesi. Herkesin konuştuğu şey, Mourinho'nun Maicon'u kapıp geleceği. O transfere herkes kesin gözüyle bakıyor. Pepe'nin sakat olduğu dönemde Ramos defansın göbeğinde de oynadı, Arbeloa ile değişimli sol bekte de... Maicon gelince Ramos muhtemelen Pepe ile göbeği paylaşacak.

Neyse, Mourinho'nun İtalya'dan gelirken Maicon'un yanında De Rossi'yi de kapıp getireceği konuşuluyor. Aslında Real Taraftarlarının hayali Gerrard ve Alonso ikilisini tekrar yanyana Real'de görmek. Fakat De Rossi de benim Gerrard olmazsa olsun diyeceğim ilk adamdı. Maicon'dan çok daha gerekli bir transfer olduğunu düşünüyorum, Alonso ile yanyana ortasahanın göbeğini "Çanakkale geçilmez" e çevirirler. Ayrıca uzaktan da bombaları yollayıp, skora da büyük katkıları dokunur. Kısacası böyle bir ortasaha göbeği hayalimdi, umarım konuşulanlar doğrudur. Geçen sene Liverpool, Alonso gitti diye De Rossi'yi almaya çalışmıştı, başaramamıştı. Ancak Real kancayı taktıysa affetmez ve Liverpool'un, yerine istediği adamın, yanına yerleştirir.


Bir transfer haberi daha var. Dün Arjantin'in muhteşem 3. golünü atan Benficalı Angel Di Maria'nın da Real Madrid ile anlaştığı söyleniyor. Sol hücumcu olan bu adamın da faydası çok olur. Hatta isme bakmayacak olursak en bomba transfer bence bu olur. Marcelo da artık rotasyonda yerini alır. Son olarak hala en büyük problemimiz sol bek, Arbeloa o mevkide elinden geleni yapıyor, fakat esas mevkisi sol bek olan bir adam bulunsa tabi ki daha yararlı olur, mesela Arsenalli Clichy. Olmazsa da Arbeloa ve Ramos yetmeye çalışacaklar.

Güzel İkili 13


Güzel İkili'nin Allahı.

Forma Ayarı


Öncelikle Nani için kusura bakmayın. Portekiz Milli Takım away forması ilk tanıtıldığında yukarıdaki resimdeki gibiydi. Dünya Kupası maçlarında da o şekilde kullanılacak. Çünkü o boş yere numara gelecek. Fakat bu formayı tasarlayanlar numara yazdırmak istemeyenleri de düşünmüş olacaklar ki, bu aşağıdaki versiyonu da satışa çıkartmışlar. Hatta Nike'ın sitesinde bir tek o versiyonu gözüküyor. Şimdi merak ettim ama ben; Acaba bu yukarıda ilk tanıtıldığı versiyonu da hala satılacak mı ? Satılmayacaksa numara nereye yazılacak ?

Hadise


Milli Takım formamız hakkında ne düşündüğümü biliyorsunuzdur. Bana göre tarihimiz boyunca giydiğimiz ve hatta giyeceğimiz en güzel ve en başarılı forma budur. Çokça bahsettik zaten burada, görüşlerimizi yazdık. Ancak şu resimden de görüldüğü üzere, bu formanın fontunda bir problem var. Rengi uzaktan bakıldığında kırmızımızdan daha açık duruyor. Belki hakikaten daha açık, belki de delikli yapısı yüzünden renk açılıyor. Ancak olmuyor böyle. Ben bu fontu severim fakat delikleri çıkartsınlar, ya da başka bir fonta geçiş yapsınlar. Ayrıca sanki Nike'ın da rengi açık. Ya bana her şey açık gözüküyor, ya da pek dikkat edilmemiş bunlara. Gidip formayı incelemediğim için uzaktan atıp tutuyor gibi olmayayım, ancak böyle detaylara önem verilsin. Tarihimizde giyilen en güzel formayı ufak detaylarla bozmayalım. Hadise aplamıza da selamlarımızı gönderiyoruz. Arkadaki 11, alttaki fotoğrafta görüldüğü üzere (onların bakış açısına göre) gerekli dopingi maç öncesi almış. Brezilya olsaydı vız gelirdi zaten.


Unutmadan; Şu forma bizim esas Home formamızdır. Kırmızı forma ise awaydir. Değiştirmeyelim bu durumu, rica ediyorum.

Nerden Nereye Ş.Ligi Sıpeşıl 2