Beklemek

Sevdiğin yazarın kitabının çıkmasını beklemek, ve de çıkış zamanının gelmesi, bir okur için çok değerli zaman dilimleri.
Uzun süredir bekliyorsundur büyük ihtimalle, ve artık "o zaman" gelmiştir. Kavuşmuşsundur kitaba, doya doya, merak ede ede okuyacaksındır. Beklentiler içinde.
Fiyasko çıkarsa sövme hakkın vardır;çünkü beklemişsindir o kadar! Nasıl olur da kötü bir kitap okursun o kadar süre bekleyip de! Ama bu işlerin garantisi yok maalesef. Kitabını beklediğin kişi dünyanın en iyi yazarı olsa bile, her zaman kötü sonuç çıkma şansı vardır. Bunu azaltmanın yolu ise, doğru yazar tercihidir.
Bu dönem yine benim için güzel geçiyor, çünkü doğru kitap tercihleri ve sevdiğim yazarların yeni kitaplarının ortaya fırladığı bir dönem. Bir dönem internetin de olmaması, olumlu katkı yaptı bu duruma tabii ki. Daha fazla vakit kaldı bana.
Orhan Pamuk, üstünde 10 yıldır çalıştığı ve 2-3 yıldır merakla beklenen Masumiyet Müzesi'ni sundu bizlere sonunda.
Yakında Paul Auster'ın yeni romanı Karanlıktaki Adam satışa sunulacak. Bir süre önce de Maxime abi'nin yeni romanı vardı, yazmıştım zaten.

Pamuk abi, beklediğimize fazlasıyla değen bir roman yaratmış. Belki de Nobel'i hak ettiğini kanıtlayacak iyice.

0 yorum: