Oku


Abi, bu kitap işleri çok sakat işte. Sonu yok. Sürekli yeni yazarlar, yeni türler, yeni alanlar karşına çıkıyor. Ucu bucağı görünmüyor.
Düzenli ve delice kitap okumaya başladığım ilk dönemlerde, liste tutuyordum. Almam gereken, veya bir şekilde bilmem gereken yazar ve/veya kitap adlarını not ediyordum. Sonra bir baktım, bu listenin sonu gelmiyor, sayfalarca kitap ismi. Ve bunun getirisi olarak da, o kitapları bir an önce edinip okuma isteği. O dönem lisedeydim. Beni bir "gereksiz harcama yapmama" hastalığı sardı. Düşün, adam sabah okula gitmiş, aç, ama gidip bir simit almıyor, karnını doyurmuyor. Ulan git de yesene! Yok, o paralar birikecek, kitap alınacak, rahata erilecek. Sonuçta ergenlik;bu tip manyaklıklar çok oluyor. Mesele, farkına varmak. Şükür ki ben erken vardım. Yoksa şu anda 80 yerine 50 kilo olup, okumadığım çoğu kitabı okumuş olurdum ama, bir yandan da sağlığımın amına koymuş olurdum.
Bir süre sonra bu listeyi tutmaktan vazgeçtim. Baktım olmayacak bu işler kısa vadede. Ben de liste tutmayı bıraktım. Aklımda tutmaya çalışıyorum olabildiğince, zaten okumam, almam gerekenler kolay kolay akıldan çıkmıyor. Ideefixe'de bir alışveriş listesi gibi bir şey var, ordan bakıp alabileceklerimi oraya atıyorum bir tek. Orası da yüzlerce kitap dolu. Bakarken kafayı yiyorum.
Liste tutmama işi, bazı kitapların gözden kaçmasına sebep oluyor ama, paranoyaklaşmayı önlüyor, bu kesin!
Ayrıca kitapçıya gittiğinizde de, fazladan dolaşmaya sebep oluyor. Normalde almanız gereken kitabı kaçırma ihtimali de artıyor.

Şu anda önümdeki en büyük hedefler, Orhan Pamuk'un okumadığım birkaç kitabı, Latife Tekin, Kaptan'ın Cumhuriyet söyleşilerinden kalanlar, Enis Batur(işte bu, sıçtığımız kısım. Biz hepsini bitirene kadar Batur bir o kadar daha kitap yazar), İ.O.Anar'dan kalanlar, P.Auster'dan kalan 2-3 kitap, bir de Glenn Meade kitapları.
Bunların hepsini ne kadar zamanda bitirebilirim, Allah bilir. Bir de bunlar edebiyat kısmı ha;araştırma kısmına girersem, çıkamam.

2 yorum:

farawaysoclose dedi ki...

İO Anar'ın "suskunlar"ı bir solukta okunuyor. bitmesin diye sonralara doğru gıdım gıdım okusam da bitti, şahane bir eser.
Enis Batur'u okuyabilenlere hayranım. bir cümlesini bile baştan sonra okuyup anlayamıyorum.

L dedi ki...

ihsan oktay anar'ın kitapları açısından maalesef öyle bir sorun var, evet. üstad 200 sayfa yazıyor en fazla. biz de bitmesin diye 10 güne yayarak okuyoruz:)

zaten ülkemizde enis batur okuyan okur sayısı da 1000'i bulmuyordur eminim, bunu kendi de söylüyor. ben okumak istiyorum batur'u ama, o kadar da çok kitabı var ki...