Büyük Gün'den Notlar

21-22 Ocak günlerinde Ntv'nin bize yaşattığı basketbol ziyafetinden notlar:

Boston-New York:
-Maçla ilgili ilk izlenim, her Ny maçında yaşanan gariplikler. Saçma top kayıpları, başına buyrukl haller vs vs...
-Takımlar bu maçta nostaljik formalarla sahaya çıktılar. Gerçi Boston'ın forması şeklen pek değişikliğe uğramadı yıllar boyu. Anca kumaş farkı olmuştur, o derece. 1960 yılı formalarının şimdikinden farkı yok neredeyse.
-New York 2. yarı başında geleneksel maça çıkılan 5 ile 2. arıya başlama uygulamasının dışına çıktı ve ilk 5'ten 2 farklı oyuncuyla başladı 2. yarıya. Peki işe yaradı mı bu? Hayır tabii ki.
-Kendrick Perkins 22'si ilk yarıda olmak üzere 24 sayı attı ve kariyer rekoru kırdı.
-Bu maçta karşılaşan taraflardan Knikcks tüm zamanlarda en çok galibiyeti olan takımlar listesinde 4., Boston ise 2. sırada imiş.
-Sezon başından beri Boston'ın muhtemel başarılarında gençlerin ve yedeklerin katkısının ne kadar önemli olacağı vurgulanıyordu. Bu maçta da Rajon Rondo ve Kendrick Perkins'in yaptıkları, diğer parçaların büyük üçlü'ye yeteri kadar yardım ettiğinde neler yapabileceklerinin bir göstergesi oldu.
-Genellikle "kendine oynayan" bir oyuncu olan Zach Randolph öyle bir imaj yaratmış ki, maçta pas verdiği zaman spiker, seyirciler, pas verilen oyuncu herkes şaşırıyor, öylece kalıyor.
-Maçın 3. periyodunun sonlarına doğru tartışan Paul Pierce ve Quentin Richardson önce karşılıklı teknik faul aldılar, devam edince de yine karşılıklı teknik faul alarak atıldılar.
-Boston'ın benchten katkı yapmasını beklediği genç oyuncusu Tony Allen maçta sadec 4 top kaybıyla oynadı.
-Geçen yıl 38 maç sonunda Boston'ın derecesi:12-26. Bu sezon ise:32-6.
-Maç 109-93 Celtics üstünlüğüyle bitti. Normal sonuç.

Utah-Clippers:

-Öncelikle şunu söylemek gerekiyor. Yoğun maç trafiğinden midir nedir, maç Ntvspor'da 2. periyodun ortasında başladı yayınlanmaya. Yaklaşık 1 saatlik bir rötar oldu yani. Ama zaten pek bir şey kaçırdığımızı zannetmiyorum ben.
-Clippers adına en çok dikkat çeken oyuncu Corey Maggette'ydi.
-Yeni transfer Kyle Korver yavaştan takıma alışıyor gibi. Süreleri de artmaya başladı.
-Kirilenko az süre aldı maçta. Sebebi sakatlık mı, yoksa başka bir şey mi bilmiyorum.
-Clippers'ın sakat oyuncuları Brand ve Livingston beklenenin aksine Mart ayında dönebilirmiş sahalara. Güzel haber.
-Clippers'da şöyle bir şey var. Evet belki Brand ve Livingston yok filan ama, böyle de eldeki kadro iyi. Fakat nedendir bilmem, takım güven vermiyor. Zaten playoff şansı da zor.
-Gariptir bu maç da Boston-Ny maçı gibi 109-93 bitti.

Detroit-Orlando:

-Bu maçtan önceki son 9 Det-Orl maçı Detroit'in üstünlüğüyle bitmişti. Geçen sezon iki takımın normal sezon ve playoff'ta oynadıkları 8 maçı da Detroit kazanmıştı ve "süpürmek" den öte bir durum vardı ortada.
-Bu maçta sakat olan Jameer Nelson oynamadı.
-Dikkat çeken noktalardan biri Orlando'lu 2 oyuncu, Maurice Evans ve Carlos Arroyo'nun eski birer Detroit oyuncusu olmasıydı.
-Tayshaun Prince ilk çeyrekte üstüste bulduğu basketlerle 10 sayı buldu.
-Jason Maxiell yine patlayıcı smaçlarıyla potalaltında fırtına estirdi.
-Stan Van Gundy her zamanki gibi durumdan rahatsız tavırlarıyla dikkat çekti, hakemlerle dalaştı, yerinde duramadı.
-Bir tespit:Orlando Magic'in maskotu neden yeşil-pembe renklerde?
-Hido yine 4. periyotta oyuna ağırlığını koydu.
-Maçı sonlarında şu 3 an, gidişatı belirledi:1. bitime 37 saniye kala Sheed'in üçlüğünün pota içinden çıkması.
2. 15 saniye kala Howard'ın tip'inin yine pota içinden çıkması.
3. ki bu en önemlisi, 3.4 saniye kala Chauncey Billups'ın taaaa orta sahadan attığı üçlüğün girmesi.

-Ama bu kalan kısa süre Orlando'ya yetti ve Lewis'in attığı son saniye şutuyla Magic maçı 102-100 kazandı. Uzun süre sonra Detroit'i yenebildiler.
-Bu maç Detroit'in bu sezon 100 sayı atıp da kaybettiği ilk maç oldu.

Denver-Lakers:

-Derek Fisher ilk çeyrekte tam 16 sayı attı. Maç toplamında da 28 sayı atarak sezon rekoru kırdı.
-Kobe asiste yönelik oyunuyla skorda pay sahibiydi. Maç boyu da öyle gitti zaten.
-Lakers üçgen hücumu çok iyi oturtmuş durumda. Şu anda öyle bir durumdalar ki, rotasyondaki her oyuncu sistemi çok iyi uygulamakta. Ve bu sayede de takım iyi gitmekte.
-Ronny Turiaf bu kez her zamankinden daha verimli ve cesur oyunuyla etkili oldu.
-Son zamanlarda pek iyi oynamayan Lamar Odom da bu maçta çok iyiydi.
-İnanması güç ama Kobe ilk periyod dahilinde şut kullanmadı. İlk şutunu 16. dakikada kullandı. Yani ilk şutunu attığı vakitte maçın üçte birlik bölümü geçmişti.
-Lakers'da 2. çeyreğin ortasında, oyuna giren herkes sayı atmıştı. 8 oyuncu.
-Anthony Carter hiç sayı atamadı ama tam 14 asist yaptı.
-3. periyotta Kobe'nin 4 şut ve 11 asisti vardı.
-İlk yarının sonlarında attığı bir şuttan sonra aşağı inerken Melo'nun bileiğinin dönmesi maç adına olumsuz gelişmelerdendi. Zaten Lakers'ın önde götürdüğü maç, böylece biraz daha Lakers tarafına kaydı.
-Melo maça geri dönemeyince ipleri ele alan Iverson da çok iyi bir gününde olmayınca Denver maça tutunamadı.
-Denver koçu George Karl'ın oğlu Coby Karl'ın Lakers'da oynaması maçın ilginç detayları arasındaydı.
-Maçın son saniyelerinde bazı bölümlerde seyirci ayaklandı ve tezahürat yapmaya başladı. Ben açıkçası anlamadım ne olduğunu. Sonlarda Murat Kosova söyledi ki, bir kampanya kapsamında eğer Denver maçta 100 sayının altında atarsa salondaki herkese bedava Taco dağıtılacakmış. Tepkiler bunaymış. Ve Denver da 99 sayıda kalınca seyirciler isteğine ulaştı. Yazık valla, ne diyelim.

0 yorum: