Şehr-i Hüzün_Albüm Yorumu


Nedendir bilmiyorum ama, benim bir albümü özümseyip, iyice anlayıp kararımı verme sürem bayağı uzun. Aslında iyi oluyor, çünkü bir albüm veya şarkı hakında erken karar verip sonra tükürdüğünü yalamak kötü oluyor. Bir de uzun süre bekledik bu albümü, öyle olunca daha bir ihtimam gösterdik.
"Beklentilerimi karşıladı" kabilinden bir cümle söylemeyeceğim, çünkü belli bir beklentim yoktu, şu vardı ki, daha sert olabileceğini düşünüyordum. Olmadı. Belki diğer albümlerinde.
İlk göze çarpan, albüm fotoğrafları ve genel hallerinde de gözlemlenebileceği gibi, olgunlaşmaları. Müzikal açıdan olsun, özellikle şarkı sözleri açısından olsun, "olgunlaşma", bu albümle ilgili söylenebilecek belki de ilk kelime. Kendileri röportajlarda filan da bahsediyorlar, şehir değiştirmeleri onları çok etkilemiş. Ayrıca kıyafet vs. anlamında da kendini gösteriyor bu olgunlaşma. Tabii Efe'nin fötr şapkayla turntable başında dolanması çok abes ama, yapacak bir şey de yok.
İlk albüm çıkıp da, mecburi tür yakıştırmaları yapılınca, insanlar ilk olarak "nu-metal" demişti Manga'nın yaptığı müziğe. Halbuki çok daha farklı ve karmaşıktı onların yaptığı. Ve de nu-metal demek için, bahsi edilen müziğin daha sert olması gerekiyordu. Böylece geriye sadece "alternatif rock" demek kalıyordu. Bu albüm de öyle. Başka ne desek yanlış olur. Ekşi'de bir entry'de "post-modern arabesk rock" denmiş. Yanlış bir tanımlama sayılmaz. Bu, arabesk'in popüler müzik türlerine yaptığı etki hakkında uzun uzadıya bir yazmak gerek aslında. Sanıldığından çok daha derine tesir eden bir kültür Arabesk.
Albüm başlangıç ve bitişlerinde "Gün doğumu" ve "Gün batımı" isimli intro ve outro'lar var. Gün doğumu çok iyi, özellikle Ney kullanılması muhteşem. Albümde Ney kullanılması da müziklerinin olgunlaşmasının bir başka yönü olarak görülebilir(3-4 parçada var ney). Gün batımı'nın ise yarısı enstrümental, yarısı ise maNga hayranlarının ses kayıtlarından ibaret. Bu da hoş bir ayrıntı olmuş. Manga fan club üyeleri filan sanırım.
Toplam 5 enstrümental parça var 16 parçalık albümde. Albümün hareketli/tempolu şarkıları Evdeki ses, Sessizlik sona erdi, Hepsi bir nefes ve Dünyanın sonuna doğmuşum. Geri kalanları da olumsuz/duygusal şarkılar ki, albümün temelini bunlar oluşturuyor. Olgunlaşma ve değişim dediğimiz hadise bu şarkılarda anlaşılıyor esas. Dikkat çekici sözler mevcut bu şarkılarda.

İlk albümde yalnızca "esasen rap vokali yapan, bazı şarkıları da iyi söyleyen" kişi durumundaki Ferman Akgül "level atlamış" vaziyette bu albümde. Eğer Şehr-i Hüzün iyi bir albümse, bunda en büyük pay Ferman'da. Bu albümle daha çok takdir toplayacağı kesin.
Albümde çok fazla piyano/klavye kullanılmış ve bu da olumlu yansımış durumda. Özellikle Hayat bu işte'de doruğa çıkıyor piyanonun güzel kullanımı. Tuluyhan Uğurlu'nun prodüksiyon aşamasında desteği olduğunu duymuştum bir yerlerden.

Evdeki ses'in cover'ının yeni albümde bulunacağı kesindi, ama "bu şekilde" değil. Daha önce Rock'n Coke'da çaldıkları hali bu değildi Evdeki ses'in. Çok değişmiş. Kendi adıma, o düzenlemeyle olsa daha iyi olabilirdi sanki.

Sonuç olarak, iyi bir albüm Manga'dan. Etraftan gelen tepkiler de olumlu. Sevilmiş edilmiş, belli. Şahsen tek dileğim, 3. albüm ile arayı çok uzatmamaları. Bunu çok bekledik çünkü. O bekleyişe de değmiş gibi duruyor şimdi.

0 yorum: